GEZİ
link sitesi - network donanım arz
  Ana Sayfa
  www siteni EKLE
  istiklal marsa
  klavye
  sozluk
  yabancı basın
  yemek site link 3
  halk kutupanesi
  valiler
  kaymakamlar
  beledyeler
  universite
  sanayi odaları
  il ve muzeler
  belgesel
  TV SEYRET
  gazete oku
  gazete oku1
  bilgidayar video EGİTİM
  siyasi partiler
  muzik
  TC kimlik sorgula
  dunya televizyonları
  linkler
  link sitesi,
  turkiye tanıtım
  kaymakamlar link
  universite link
  BANKALAR
  SENDİKALAR
  gazete oku 2
  vakıf -odalar
  link bankası
  kuzey kıbrıs turk cumhurriyeti
  site hazırlanmakta
  B2B SİTELERİ
  160 WEB SİTE
  deneme sayfa
  emlak
  İletişim
  Forum
  Galeri
  Sayaç
  shopping
  atasozu & vecize
  HTML KOD
  dıs ticaret dokuman
  ingilizce
  adsl modem ip leri
  gonderilen iletileriniz
  network donanım arz
  frontpage ders
  canlı tv
  download indir
  merkezi sınav sonuc
  sifalı bitkiler
  temel sigorta egitimi
  bilgisayar donanım egitim
  ingilizce kitaplar
  ataturk ilkeleri
  dizel motorları
  SPOR atletizm
  violet-download
  tapu mevzutı
  is yeri acma mevzuatı
  dernekler kanunu
  koy kanunu
  matemaik indir
  iletisim
  muzik dinle
  linkler 1
  linkler 2
  logo egitim
  tum oyunlar
  link bank
  yayın evleri
  ekonomi
  hukuk
  spor fedarasyon
  yuk esya tasıma
  Yeni sayfanın başlığı


 

Bilgisayarınızın montajını yaptıktan sonra çeşitli sebeplerde dolayı bir takım arızalar ve hatalarla karşılaşabilirsiniz. Aşağıda bazı arıza ve hataların, nedenleri ve çözümleri hakkında bilgiler bulabilirsiniz.

 

 

 

Sorun: PC haporlerinden kesik aralıklarla kalın bir beep sesi geliyor.

 

Çözüm: RAM bellek takılı değildir.RAM belleklerde bozukluk olabilir. RAM bellek yuvaya oturmamıştır. RAM belleklerin yerine oturup oturmadığını kontrol edin yerine oturmuşsa başka bir bellek ile değiştirip deneyin.

 

 

Sorun: 8 kez kısa beep sesi geliyor.1 uzun 2 kısa beep sesi geliyor . 5 kısa beep sesi geliyor.

 

Çözüm: Bu hataların 3'ü de grafik kartı ile ilgilidir . Anakart ile grafik kartı arasında bir uyuşmazlık olabilir. Bu uyuşmazlık genelde video RAM den kaynaklanır. Başka bir grafik kartı deneyin.

 

 

 

Sorun: 6 kez kısa beep sesi geliyor.

 

Çözüm: Klavye işlemcisinde problem olabilir.başka bir klavye deneyin.

 

 

Sorun: Parity error (at hex ...........)System halted mesajı veriyor. (hex;hataya yol açan bellek biriminin 16'lı (hexadecimal)adresidir).

 

Çözüm: Bellek okuma hatası olabilir. Üzerinde parity (eşlik biti)olmayan bir RAM modül kullanıyor olabilirsiniz bu durumda ,CMOS SETUP 'ta memory parity error check seçeneği açık (enable) olabilir. Bu seçeneği kapalı (disable)duruma getirerek; yada üzerinde party olan RAM modülleri kullanın.

 

 

Sorun: İki sabit disk bağlı ,system beklemeye başlıyor ve ardından C: drive error yada D: drive error hata mesajı veriyor.

 

Çözüm: Büyük olasılıkla sabit disk durum jumper larında bir yanlışlık vardır. Ya da diskler arasında bir uyum problemi vardır.Bu uyum problemini gidermenin yolu çoğunlukla disk sıralamasını değiştirmekle çözülür.Eğer yine çözülmüyorsa ,bu iki disk arasında bir problem var demektir.

 

 

Sorun: Bilgisayar hiç komuta cevap vermiyor.

 

Çözüm: Sabit diske gelen güç kablosu ters takılmıştır. Yada sabit diski besleyen güç kablosunda kısa devre vardır. Kabloları gözden geçirin. Sabit diski tutan vidalar uzun gelip sabit disk üzerindeki kartı kısa devre etmektedir. Vidaları gözden geçirin. Sabit disk bozuk olabilir.

 

 

 

Sorun: Hiçbir şekilde iki disk bağlanamıyor.

 

Çözüm: İki disk arasında giderilemez bir uyumsuzluk olabilir. Kontrol kartlarından gelen kablo da problem olabilir. Ya da kontrol kartı ikinci diski desteklemiyordur. Başka bir kablo ve kontrol kartı deneyin.

 

 

 

Sorun: Missing operation system hatası veriyor.

 

Çözüm: Sabit disk parametreleri CMOS setup 'a yanlış girilmiştir. Eklerden yararlanarak düzeltin. Yada bu sabit disk başka bir bilgisayarda farklı CMOS değerleriyle formatlanmıştır. A:sürücüsünden açıp sabit diske sistem transferi yapın.

 

 

Sorun: No fixed disks present . hatası veriyor.

 

Çözüm: FDISK komutu kullanıldı. Sistem sabit diski tanımıyor. CMOS setup ve kablo bağlantılarını gözden geçirin.

 

 

Sorun: Bilgisayarınız sorunsuz açıyor ancak DOS yükleme anında birden resetleniyor.

 

Çözüm: Anakart üzerinde mikro işlemciye ait jumper ayarlarında eksiklik olabilir. Örneğin 3v luk bir mikro işlemciyi 5v ile besliyor olabilirsiniz. Bu jumper ayarlarını anakart kullanıcı kılavuzundan düzeltin.

 

 

Sorun: CMOS setup ayarlarını yaptıktan sonra saklayıp çıkıyorsunuz fakat bilgisayar açılıp kapandığında bu ayarların silindiğini görüyorsunuz.

 

Çözüm: Anakart üzerinde CMOS pilinde sorun vardır. Pil bozulmuş yada CMOS devresinde bir problem vardır. Öncelikle pili değiştirmeyi deneyin. Birçok anakart üzerinde CMOS u sıfırlamak için bir jumper vardır. Bu jumper yanlış konumda olabilir. Anakart durumunu gözden geçirin.

 

 

Sorun: Ön paneldeki ışıklar yanıyor sabit diskin motoru çalışıyor güç kaynağı motoru çalışıyor bunlar rağmen ekran karanlık.

 

Çözüm: Güç kaynağından anakarta voltaj gelmiyor olabilir. Bağlantı uçlarını çıkararak voltaj değerlerini ölçün. Voltaj değeri normal ise ; I/O kartı anakartla uyumlu olmayabilir. Mikro işlemci ayarları yanlış yapılmış olabilir. Anakartı gözden geçirin bozuk olabilir.

 

 

Sorun: Güç kaynağından çok ince bir ''zzz'' sesi geliyor. Fan bir an dönüp duruyor.

 

Çözüm: Anakartın,kasaya oturduğu noktada bir kısa devre vardır. Sabit disk ve disket sürücüye giden kablolardan biri kasa içinde sıkışmış olabilir.

 

 

Sorun: Sistemde kısa devre var.

 

Çözüm: Anakarta gelen besleme kablolarını çıkarın. Sabit disk ve disket kablolarını çıkarın. Sabit disk ve disket sürücüye I/O kartından gelen bilgi kablolarını çıkarın. I/O kartını çıkarın. Grafik kartını çıkarın. Bu adımları her denediğinizde bilgisayarı yeniden açın. Sorunun çözüldüğü adımda durun.

 

Sorun: Sabit diskten rahatsız edici bir ses geliyor.

 

Çözüm: Güç kaynağından gelen power kablosunu değiştirin. I/O kartından gelen bilgi kablosunu çıkarın. Sabit dikin motoru ile ilgili sorunu olabilir.

 

 

Sorun: Disket sürücünün ışığı devamlı yanıyor.

 

Çözüm: Disket sürücü bilgi kablosu ters takılmış olabilir. Kabloyu gözden geçirin. Bilgi kablosunun kıvırcık ucu her zaman A sürücüsüne takılmalıdır.

 

 

Sorun: Disket sürücü disketi okumuyor yada hatalı okuyor.

 

Çözüm: Disket sürücü CMOS setup'dan yanlış tanımlanmış olabilir. Örneğin 1.44 yerine 720 tanımlanmış olabilir. Disket sürücünün kablosu arızalı olabilir. I/O kartının disket sürücü arabirimi bozuk olabilir. Kontrol edin Disket bozuk yada formatsız olabilir. Başka bir disket deneyin.

 

 

Sorun: Bilgisayar çok ağır çalışıyor.

 

Çözüm: Bilgisayarınızın kaç MHz de çalıştığını Landmark Test Speed Version 2.0 programı yardımıyla test edin. TURBO anahtarını ve kablosunu gözden geçirin. Mikroişlemci hızı anakartın saat hızına uygun olmayabilir. Anakartın kullanma kılavuzunu gözden geçirin.

 

Sorun: Bilgisayar ''C:>''durumunda iken çakılıyor (kilitleniyor). NumLock tuşu, NumLock ışığının durumunu değiştirmiyor.

 

Çözüm: Böyle durumlarda genellikle bilgisayarın resetlenmesi gerekir. Sorun CMOS ayarında olabilir. CMOS setup'a girerek Load Bios Defaults seçenegini işletin. Bu seçenek yapılmış tüm tanımları geri alır. Buna sabit disk ve disket sürücü değerleri dahil değildir. Bu sorun sabit disk üzerinde bad (bozuk) sektörede neden olabilir. CHKDSK komutunu kullanarak disketteki bozukluğu görüntüleyin.

 

 

Sorun: Bilgisayarınız az bellek sayıyor.

 

Çözüm: Bu genellikle bir sorun değildir. Gölge ram kullanımından kaynaklanmaktadır. Gölge ram kullanımı, genişletilmiş genişletilmiş belleğin bir kısmının BIOS RAM ve Video BIOS 'tan gelen veriler için ayrılmasıdır. Bu nedenle gölge RAM ; bir RAM kaybına neden olmaktadır.

 

 

Sorun: CMOS CHECK SOME ERROR ? veya LOW BATTERY FAİLLER ? hatası.

Çözüm: Setup pili zayıflamış ve bitmiştir. Yenisi takılmalı ve “ DEFAULT “ayarları yapılarak : sürücü A ve sürücü C ayarları dedect yapılarak F10 save yapılarak işlem bitirilir.

 

 

 

Sorun: FLOPY DİSK FAİLLER ( 40 ) ? veya FLOPY DİSK FAİLLER ( 03) ? hatası.

Çözüm: Elektrik kablosu takılmamış olabilir. Data kablosu ters takılmış olabilir. On board ise makina setuptan iptal edilmiştir. İptal söz konusu ise setuptan ENABLE durumuna getirilir. Ayrıca yukarıdaki mesajlar geldiğinde FDD arızalı olabilir. Setuptan DISABLE yapılmıştır.

 

 

 

Sorun: Power Supley fan ı 1 - 2 dakika çalışıp duruyor.

Çözüm: Boart üzerinde kısa devre var olabilir. Ekran kartı arızalı olabilir. HDD yi başka bir makinada çalıştırınız. Yukarıdakilerden sonuç alınamazsa Makinenin elektriğini kesiniz. Power sapley boart elektrik kablosunu çıkarıp bütün kartları çıkarınız 5-6 dakika bekleyiniz. ( Power sapley üzerindeki elektriği 0 la tekrar dene makine çalışacaktır. )

 

 

 

Sorun: Power Supley den ses geliyor fakat Bilgisayar çalışmıyor.

Çözüm: Power sapley fan arızalıdır. Yenisi takılmalıdır. Değiştirilmediği taktirde power sapley ısınır ve fazla enerji torak üzerinden atamaz power sapley yanabilir. Makinede kısa devre oluşabilir.

 

 

 

Sorun: INSERT SİSTEM DISK ERROR ? hatası.

Çözüm: C sürücüsünün sistem arızalanmıştır. A:/SYS C: ( enter. Sistem aktarıldı ) İşlem yapılarak yeni sistem transfer edilmeli ve bilgisayar kapatılıp açılmalıdır.

 

 

 

Sorun: INSERT SİSTEM DİSK BOOT FAİLLER ? hatası.

Çözüm: Makinenin BOOT bozulmuştur. A dan açılmalı, system aktarılmalıdır. Fdisk/MBR yapılmalıdır. Disk sağlam ise ( C sürücüsü ) yardımcı programlar çalıştırılmalıdır. NDD gibi. Sonuç alınamazsa F disk yapılmalı ve format atılmalıdır.

 

 

 

Sorun: HDD FAİLLER 80 ? hatası.

Çözüm: Data kablosu ters takılmış olabilir. Kablo çıkmış olabilir. Jumper. Siwiç : diski farklı tanımlatılmış olabilir. ( 2 disk gibi ) . Setuptan doğru tanımlanmamış olabilir.

 

 

 

Sorun: Ekranda Mouse kum saati geliyor fakat çalışmıyor.

Çözüm: Mouse doğru tanımlanmamıştır. ( Doğru tanıtılıp driveri yüklenecek ve kullandığınız mouse tanımlayınız.) Board üzerinde COM 1COM2 kablosu çıkmış olabilir. Setuptan disable ( kapatılmış) yapılmış olabilir. COM 1 COM 2 kablosu arızalı olabilir. IRQ çakışması olabilir. Çakışma var ise IRQ adreslerine bakılarak adresleri değiştirilmelidir. ( Kaynaklar menüsünden ) COM 2içinde aynı işlem geçerlidir. COM1=2F8 gibi COM2= 3F S gibi bu adresler istenirse IRQ adreslerden değiştirilebilir.

 

 

 

Sorun: BİOS bilgilerinde SERİAL(s) ve PARALEL(s) adresleri NONE olarak görünüyor.

Çözüm: Setuptan serial ve paralel adresleri kapatılmıştır. Açıldığında adresler görülecektir.

 

 

 

Sorun: Makinanın her şeyi normal çalışıyor fakat görüntü gelmiyor.

Çözüm: Makinede kısa devre olabilir. Çözmek için ekran kartını çıkartınız ve takınız. Ekran kartı arızalı olabilir. Topraklamada bir sorun olabilir. ( toprakta+ 0.5 volt olmalıdır ) Ekran kablosunda sorun olabilir. Kablo ters takılmaya zorlanmış ve kablo içindeki uçlar kısa devre yapmış olabilir. POWER sapley voltajını ölç 12v-+5v durumlarını görmek zorundasınız. Görülmüyorsa power sapley arızalanmıştır.

 

 

 

Sorun: 3 kısa BEEP sesi veriyor fakat görüntü yok.

Çözüm: Ekran kartı çıkmış olabilir. Ekran kartını slot yuvasına iyice yerleştir . Ekran kartında arıza olabilir.

 

 

 

Sorun: Klavye çalışmıyor veya 5-10 dakika çalışıp kilitleniyor.

Çözüm: Klavye arızalı ise kilitlenme olur. ( Küçük uçlu ise klavye geçiş yerinde uçları kısa devre olabilir.) Klavye ye sıvı maddeler dökülmüş olabilir. Klavye ye tuşlar arasına iğne ,cımbız teli vb. maddeler aralarına düşerek tuşları kısa devre yapmış olabilir.

 

 

 

Sorun: Monitöre görüntü gelmiyor, ışığı kırmızıya yakın şekilde yanıyor.

Çözüm: Data kablosu kontrol edilmelidir. Elektrik kablosu kontrol edilmelidir. Elektrik hattının topraklaması kontrol edilmelidir. UPS den alınan elektrik normal olup olmadığı ölçülmelidir.

 

 

 

Sorun: CD Sürücü Dos ortamında görülmüyor.

Çözüm: Driver disketi yüklenilmelidir. Setuptan auto ( HDD gibi düşünülüp ) ayarı yapılmalıdır. CD sürücüsünün jumper ayarı yapılarak HDD ile çakışması önlendikten sonra çalıştırılmalıdır.

 

 

 

Sorun: PARİT ERROR (at hex … ) ( HEX; Hataya yol açan bellek biriminin 16 lı adresi ) SYSHALTED mesajı veriyor.

Çözüm: Bellek okuma hatası olabilir. Üzerinde parity ( eşlik biti ) olmayan bir RAM modül kullanılıyor olabilirsiniz. Bu durumda , BIOS setupta MEMORY PARİT ERROR CHECK seçeneği açık (enable ) olabilir. Bu seçeneği kapalı ( disabled ) duruma getirin.

 

 

 

Sorun: İki sabit disk bağlı sistem beklemeye başlıyor ve ardından DRİVE ERROR yada D: DRİVE ERROR hata mesajı veriyor.

Çözüm: Büyük olasılıkla sabit disk durum jumper lerinde bir yanlışlık vardır. Ya da diskler arasında bir uyum problemi vardır. Bu uyum problemi gidermenin yolu çoğunlukla disk sıralamasını değiştirmekle çözülür. Eğer yine çözülmüyorsa, bu iki disk arasında bir problem var demektir.

 

 

 

Sorun: Bilgisayar hiç bir komuta cevap vermiyor. Ses ve görüntü de yok.

Çözüm: Sabit diske gelen bilgi kablosu ters takılmıştır. Ya da sabit diski besleyen güç kablosunda kısa devre olabilir. Kabloları gözden geçirin. Sabit diski tutan vidalar uzun gelip sabit disk üzerindeki kartı kısa devre etmektedir. Vidaları gözden geçirin, Sabit disk bozuk olabilir.

 

 

 

Sorun: Hiç bir şekilde iki disk bağlanamıyor.

Çözüm: İki disk arasında giderilemez bir uyumsuzluk olabilir. Ana karttan gelen kabloda problem olabilir. Ya da ana kart ikinci diski desteklemiyordur. Başka bir kablo deneyin.

 

 

 

Sorun: MİSSİNG OPERATİNGN SYSTEM hatası veriyor.

Çözüm: Sabit disk parametreleri BIOS setupa yanlış girilmiştir. Ya da bu sabit disk başka bir bilgisayarda farklı CMOS değerleriyle formatlanmamıştır. A: sürücüsünden açıp sabit diske sistem transferi yapılır.

 

 

 

Sorun: NO FİXED DİSKS PRESENT hatası veriyor.

Çözüm: FDISK komutu kullanıldı. Sistem sabit diski tanımıyor. BIOS setup ve kablo bağlantılarını gözden geçirin.

 

 

 

Sorun: Bilgisayar sorunsuz açılıyor fakat Dos yükleme sırasında birden resetleniyor.

Çözüm: Ana kart üzerinde mikro işlemciye ait jumper ayarlarında eksiklik olabilir. Örneğin 3V luk bir mikro işlemciyi 5V ile besliyor olabilirsiniz. Bu jumper ayarlarını ana kartın kullanıcı kılavuzundan düzeltin.

 

 

 

Sorun: Ön paneldeki ışıklar yanıyor. Sabit diskin motoru çalışıyor. Güç kaynağı fanı çalışıyor. Fakat ekran karanlık.

Çözüm: Güç kaynağından ana kartta voltaj gelmiyor olabilir. Bağlantı uçlarını çıkararak voltaj değerlerini ölçün. Voltaj değerleri normal ise ; Bilgisayara bağlı bir aygıt veya kart ana kartla uyumlu olmaya bilir ya da bozuk olduğundan bilgisayarın çalışmasını engelliyor olabilir. Mikro işlemci ayarları yanlış yapılmış olabilir. Ana kart bozuk olabilir.

 

 

 

Sorun: Disket sürücü ışığı devamlı yanıyor.

Çözüm: Disk sürücü bilgi kablosu ters ters takılmış olabilir. Kabloyu gözden geçirin. Bilgi kablosunun kıvrılmış ucu her zaman A sürücüsüne bağlıdır. Kablo disket sürücüye doğru takılmış IDE kontrolcüsüne yanlış takılmış olabilir. Kablonun çizgili tarafının IDE kontrolcüsüne 1 NO LU PİNE gelmesine dikkat edin.

 

 

 

Sorun: Disker sürücü disketi okumuyor yada hatalı okuyor.

Çözüm: Disket sürücü BIOS setupa yanlış tanımlanmış olabilir. Örneğin 1.44 yerine 720 tanımlanmış olabilir. BIOS setupa bakın. Disket sürücü kablosu arızalı olabilir. Başka bir kablo deneyin. Ana kart disket disket sürücü arabirimi bozuk olabilir. Kontrol edin. Disket bozuk ya da formatsız olabilir. Başka bir makinada deneyin.

 

 

 

Sorun: " CDR103:NOT READY ERROR READİNG DRİVE D" " ABORT, RETY,FAİL ? hatası.

Çözüm: Disk okunamıyor. Kablo problemi olabilir. Başka bir CD okutmayı deneyin. hata devam ediyorsa kablo bağlantılarını gözden geçirin. CD ROM sürücüde bir sorun olabilir. Diskin oturduğu mekanizma yada lazer okuyucuda bir sorun meydana gelmiştir. Sürücüyü aldığınız firma ile bağlantı kurun.

F KLAVYENİN DOĞUŞU

 

Ulu Önder’imizin başlattığı yeniliklerden birisi de Türk Harflerine geçiş ve Arap alfabesinden kurtulmak olarak gördüğümüz ‘Harf İnkılabı’ydı. Bu yenilikçi hareketten sonra tüm ulus olarak Türkçemize sahip çıkmış ve bu konuda somut adımlar atmıştık. Yeni harflerimizi benimsemiş ve bunları çocuklarımıza öğretmiştik hem de Ulu Önder’in eşliğinde.        Bu resim küçültülmüştür.Orjinal halini izlemek icin BURAYA Tıklayınız. Resmin orjinal boyutları 713x256 piksel dir.

 

 

Bu adımlar sıklaştıkça ve teknoloji geliştikçe Atamızın başlattığı bu akımı sürdürmeye kararlı olan hocamız İhsan YENER konu hakkında devlet nazarında girişimlerde bulunmuş, 1946 yılında resmi makamlara “Türk diline uygun ve standart olarak kabul edilecek bir klavye geliştirilmesi” için yazılar yazmıştır. Bu yazılar sonucu dönemin Milli Eğitim Bakanı Tevfik İleri ile görüşmüş ve beraberinde Cumhurbaşkanımız Celal Bayar ile bu konu masaya yatırılmıştır. Görüşmeler sonucunda Sayın Cuhmurbaşkanımız bir komisyon kurulmasına ve bu konuda çalışmalar başlatılmasına ön ayak olmuştur. Bu tarihten sonra İhsan YENER ve oluşturulan komisyon Türk Dil Kurumu’nun kılavuzundan yararlanarak Türkçemizde kullanılan 30.000′e yakın kelimenin değerlendirmesini yapmıştır. (Komisyon içerisinde Türk denetçiler olduğu gibi konunun uzmanı olan yabancı katılımcılarda bulunmaktaydı.) Bu değerlendirmelerde, Türkçemizdeki sesli ve sessiz harf kullanımı en iyi şekilde ortaya çıkarılmış ve kelimeler içerisinde geçen harf ayrımı yapılmıştır. Bu harf ayrımı sonucunda Türkçemizde kullanılan sesli harflerin a, e, i, ö, u gibi sol ele ve diğer harflerin ise sağ ele oranlanarak oluşturulan F klavye hayata geçirilimiştir.

 

Klavyemiz 20 Ekim 1955 tarihinde resmi olarak kabul edilmiştir. 1974 yılında Türk Standartları Enstitüsü tarafından “zorunlu standart” olarak kabul görmüştür. Bu tarihten sonra yurtdışından gelecek olan klavyelerde F klavye olma zorunluluğu getirilmiştir. (Zira TSE’nin 1978 ve 1979 yılında yaptığı düzenlemeler bilgisayarları da içermekteydi)

 

Yukarıda görüldüğü gibi F klavyemiz 50 yıldan fazla bir zamandır ülkemizde kabul gören ve kullanılan bir klavye biçimidir. Bununla birlikte 1974 yılında TSE tarafından kabul edilmiş ve zorunlu hale getirilmiştir.

            Bu resim küçültülmüştür.Orjinal halini izlemek icin BURAYA Tıklayınız. Resmin orjinal boyutları 715x298 piksel dir.

 

 

Q KLAVYE İLE ON PARMAK YAZILAMAZ MI?

 

F klavye ile on parmak yazım teknikleri kullanılarak yazılabilecek en iyi hızda yazı yazmanın ışığında aklımıza şöyle bir soru geliyor: “Q klavye ile on parmak yazı yazılamaz mı?” Bu soruyu isterseniz kendi klavyemizi ve Q klavyeyi inceleyerek cevaplayalım.

 

Q klavyede harf dizilimi Türkçe açısından çok olumsuzdur. Zira Türkçede en çok kullanılan sesli harf olan “A” harfi Q klavye düzeninde sol elin serçe parmağına denk gelmektedir. Sol elin serçe parmağı sürekli olarak q on parmak düzenine göre kullanılırsa elimiz çok çabuk yorulur. Bu isterseniz kendinizde deneyebilirsiniz. Q klavye üzerine sol elinizin serçe parmağı A harfine oturacak şekilde sırasıyla parmaklarınızı oturtun. Daha sonra elinizi hiç kaldırmadan sadece sol elinizin küçük parmağı ve sol el yüzük parmağı ile “ASA” kelimesini yazmaya çalışın. 5 veya 6. yazımdan sonra parmaklar ve dolayısıyla el bileği ekleminiz yorulmaya başlayacaktır. Ancak aynı kelime F klavyemizde sırasıyla sol elin işaret parmağı ve sağ elimizin işaret parmağı ile yazılacağından hiçbir yorulma belirtisi görülmez.

 

Sadece a veya diğer sesli harfler için geçerli olmamakla birlikte Q klavye düzeninde tüm harflerin yerleşimi Türk kullanıcısı için bir engel teşkil etmektedir. Bunu Q klavye üzerinde sesli harflerin dağınık yerleşiminden anlayabilirsiniz. Sesli harfler kelimeler içinde çok kullandığımız için önemlidir ve sürekli bu harfleri tuşlarız. Olaya birde sessiz harfler açısından bakalım. Türkçemizde en çok kullanılan sessiz harflerden birisi olan “K” harfi Q klavye düzeninde sağ elin orta parmağına denk gelmektedir. Ancak F klavyemizde bu harf sağ elin işaret parmağı üzerine denk gelir. Bunun nedeni K harfinin en çok kullandığımız sessiz harflerden birisi olması ve ellerimizin yorulmaması için hızlı ve kolayca vuruş yapabileceğimiz bir noktaya alınmasıdır. Sanırım bu bile F klavyenin farkını ortaya koyuyor, ne dersiniz?

 

 

YILLARDIR Q KLAVYE KULLANIYORUM, F KLAVYEYE GEÇMEM ZOR OLMAZ MI?

 

İnsan alıştığı bir düzenden başka bir düzene geçince kesinlikle bir sendeleme dönemine girer. Bu kaçınılmaz bir durumdur. Ancak yukarıda bahsedilen durumun klavye değiştirmede önemli olmayacağı bir gerçek, çünkü F klavyeye alışmanız sizin en fazla 3 gününüzü alır. Yapacağınız basit ve düzenli egzersizler ile kendinizi geliştirebilirsiniz. Unutmayınız ki, şu anda bu yazıyı yıllarca Q klavye kullanmış ve daha sonrasında F klavyeye geçerek dakikada 500 karakterin üzerinde yazı yazabilen birisi yazıyor.

Sadece F klavyeye geçmeyi isteyin bu size yeter. F Klavye on parmak teknikleri hakkında yardımcı olabilecek programlar ve yazılımlar edinmeye çalışın. Bu yazılımlar sizin klavye düzeninizi sağlamanızda büyük oranda yardımcı olacaktır.

 

Q klavyeden F’ye geçişte zorlanmazsınız, çünkü F klavye üzerinde klavyeye bakmadan (hatta bilgisayar ekranına bile bakmadan) yazım yapabilirsiniz. Bu sayede hızlı ve daha doğru bir yazı yazma tekniği elde edersiniz. Bunun zaman, para, rahatlık açısından getirilerini bilgisayar ile alakalı bir insansanız tahmin edebilirsiniz.

Kendinizi yormayın, birden F klavye öğrenmeye kalkmayın, öncelikle size bu konuda yardımcı olabilecek yönergeleri izleyin. Daha sonrasında kendinizi rahat hissettiğinizde F klavyeye geçin. Göreceksiniz F klavye ile aslında çok daha hızlı ve doğru yazı yazabileceksiniz. (İnanın şu anda bu yazılarda F klavye üzerinde yazılıyor, bu kadar çok yazıyı Q klavye ile yazdığınızı bir düşünsenize?)

 

 

OTURMA DÜZENİ VE PARMAKLARIN YERLEŞİMİ

 

F klavye ile yazı yazarken (yada başka bir klavyede) oturma düzeni çok önemlidir. Sandalyenize mümkün olduğunca dik oturun. Gerekirse sandalyenizi daha rahat olabileceğiniz bir başkasıyla değiştirin. Bilgisayar ekranı ile gözleriniz arasında en az 30 cm’lik bir mesafe olması idealdir. Bu mesafeyi veya biraz üstünü (40-50 cm gibi) korumaya çalışın.

 

Sol elinizin serçe parmağı klavyenizde A harfine gelecek şekilde (A diyorum çünkü muhtemelen bir Q klavye üzerinde F onparmak çalışacaksınız, bu sizin için bir dezavantaj değil aksine avantajdır) sıralayın. Sağ elinizin başparmağını da J harfi üzerine gelecek şekilde sırasıyla yerleştirin. Detaylı olarak yazmam gerekirse parmaklarınız;

 

 

SOL EL

 

Serçe Parmak: A | F klavyede U

Yüzük Parmak: S | F klavyede İ

Orta Parmak: D | F klavyede E

İşaret Parmağı: F | F klavyede A

 

 

SAĞ EL

 

İşaret Parmağı: J | F klavyede K

Orta Parmak: K | F klavyede M

Yüzük Parmak: L | F klavyede L

Serçe Parmak: Ş | F klavyede Y

 

Baş Parmaklar: Space (iki parmakta boşluk tuşunun üzerinde olmalıdır.)

şeklinde dizilmelidir. Gördüğünüz gibi parmakların düzeni sadece orta blok için geçerli. Parmaklarınız yazmaya başlamadan önce ve yazarken sürekli bu blok üzerinde olmalıdır. Diğer harflere parmaklarınız geçiş yapacaktır. Örneğin T harfini yazabilmek için sağ elin işaret parmağını bir yana kaydırırsınız. N yazabilmek için sağ el orta parmağınızı bir yukarı kaydırırsınız. Bu şekilde kaydırmalar ile on parmak yazım tekniğine başlayabilirsiniz.

 

Parmaklarınızın pozisyonu hızlı yazı yazarken çok önemlidir. Bu nedenle parmaklarınızın yerleşimine dikkat etmeniz gerekiyor. Parmaklarınızı doğru harfler üzerine koyduktan sonra, klavye üzerine bırakmayın. Mümkün olabildiğince parmaklarınızın ilk eklemi ile orta eklemi arasında belli bir açıyı koruyun. Parmakların sürekli bu pozisyonda durması ve hareket etmesi ekleminizde mobilizasyon sağlayacağı için yorulma hissetmezsiniz.

 

Bununla birlikte sorun teşkil eden bir diğer durum ise parmaklarımızı klavye üzerine yerleştirdikten sonra el bilek ekleminin pozisyonudur. El bileğinizi F klavyedeyken zorlamayın. Daha rahat ve hızlı nasıl yazabiliyorsanız o şekilde konumlandırın. İdeal olan biçim el ile kol arasında oluşturulacak düz bir açı ile yazmaktır. Bu konuda kendinizi sıkmayın, rahat ettiğiniz şekli tercih edin. Zaten ileride klavyemizi kullanmaya devam ettikçe kendi pozisyonunuzu ayarlamakta zorluk çekmeyeceksiniz.

 

 

F KLAVYE’Yİ BİLGİSAYARIMDA NASIL KULLANACAĞIM?

 

F klavye düzenine geçebilmek için öncelikle kullandığınız işletim sisteminin Dil özelliklerini değiştirmeniz gerekiyor. Örneğin Windows XP kullanıcısı iseniz, Başlat >> Ayarlar >> Denetim Masası >> Bölge ve Dil Seçenekleri bölümüne tıklayın, açılan ekranda Diller sekmesinden Ayrıntılara geçiş yapın. Karşınıza gelen alanda Ekle diyerek Türkçe F klavyeyi sisteminize tanıtabilirsiniz. Bu sayede F klavye ile yazılar yazabilirsiniz. Şayet Q klavyeyi bilgisayarınızdan kaldırmadıysanız Shift+Ctrl tuş kombinasyonu ile F klavyeye anlık geçişler yapabilirsiniz.

 

 

NERDEN BAŞLAYACAĞIM?

 

Başlamak bitirmenin yarısıdır. Herşeyden önce parmaklarınızın yerleşimini ve oturma düzeninizi sağladıktan sonra önce basit kelimeler yazarak yazmaya başlayın. Yazım tekniğinin başında Aka, yaşa, uyu, taka, kat, yat gibi kelimeler yazılır. Bu kelimelerin yazılmasının amacı hem çok kullanılan ve sesli harflerin hakim olduğu klavye orta bloğuna alışmak ve parmaklarınızı bu alanda -konumlandırmaktır. Bununla birlikte harflerin yerlerini iyi ezberlemeye çalışın. Bu ezberleme süreci çok kısa bir zamanını alacaktır, zaten daha sonrasında parmaklarınız gideceği harfi kendisi bulacaktır. Siz bu konuda herhangi bir sıkıntı çekmeyeceksiniz.

 

 

F KLAVYE BULAMIYORUM!

 

Evet doğrudur, şu anda ülkemizde yer alan bilişim firmaları ve bu konuda yurt dışından parça getirten firmalarda dahil olmak üzere bir Q klavye üstünlüğü var. Satılan bilgisayarların konfigürasyonunda her zaman Türkçe Q klavye ibaresini görürsünüz, ancak daha şu zamana kadar bir konfigürasyonda Türkçe F Klavye yazımını görmedim. Bu konunun sanırım devlet nezdinde araştırılması, müdahale edilmesi gerekiyor. Yasayla zaten desteklenen bu konu, gümrük mevzuatındaki ve yasalardaki boşluklardan yararlanılarak Q kullanımına zorlama olarak bizlere geri dönüyor. Son dönemlerde biraz daha sık bulmakla birlikte Q klavyeyi bulabildiğiniz rahatlıkta F klavyemizi piyasada bulamıyorsunuz. F klavye ile yazan üstatlarımız bana “zaten gerek yok, biz klavyeye bakmadan yazı yazıyoruz” diyebilirler. Ancak daha başlangıç aşamasında olan bir insanın o klavyenin düzenini görerek öğrenmesini ben kendi açımdan daha doğru buluyorum. Zaten ileride F klavye ile yazmaya devam ettikçe Q da olsa F de olsa klavyeye bakma ihtiyacı hissetmeyeceksiniz.

 

 

KLAVYE İLE ÇOK HIZLI YAZDIĞIMA İNANIYORUM, HIZIMI NASIL ÖĞRENEBİLİRİM?

 

Şayet hızınızı (klavye yazım hızınızı) öğrenmek istiyorsanız bunun için size Microsoft Office paketi içinde bulunan Ms Word programını tavsiye edeceğim. Hızımızı öğrenmek için sadece bu program yeterlidir. Peki nasıl yapacağız? Hemen kısaca izah edeyim; öncelikle yazmak istediğiniz metni seçin ve rahatça görüp yazabileceğiniz bir alana konumlandırın. Daha sonra boş bir word belgesi açarak hemen yazmaya başlayın.

 

Yazınızın uzun yada kısa olması önemli değilir, ancak kafi miktarda bir yazı olması hızınızı öğrenmek açısından idealdir. Daha sonra yazınız bittiği an hemen CTRL+S tuş kombinasyonunu kullanarak dosyayı kaydedin. Dosyayı kapatmadan program menüsünden, Dosya > Özellikler > İstatistikler alanına gelin. Burada geçen zamanınızı ve Karakter sayınızı bulun. Örneğin 5 dakikada 2000 karakter yazıyorsanız bunu 5′e bölerek dakikadaki karakter hızınızı hesaplayabilirsiniz. Böylelikle 400 karakter/dk sizin yazım hızınız olacaktır. Bunun içinden yanlış yazdığınız kelimeleri de çıkararak tam ve doğru yazım hızınızı hesaplayabilirsiniz. Word programı Türkçe’de hatalı yazılan sözcükleri ve karakterleri otomatik olarak bizlere sunduğu için bu programı tavsiye ediyorum. Yoksa sizde boş bir metin editörü (notpad, word, wordpad gibi) açarak belli bir zaman yazı yazabilir ve bu zamanda yazdığınız karakterleri birbirine bölerek hızınızı bulabilirsiniz.

 

Q Klavye On Parmak Yazım Kuralları

 

Temel fikir aynı parmaklara sürekli olarak aynı harflere basılması böylece harflerin yerlerinin kolay ezberlenmesi ve klavyeye bakmadan yazı yazılmasıdır. Böylece yazan kişi yazarken, elleri klavyeyi kapatsa bile harfleri aramak için üzerine eğilmek zorunda kalmaz. On parmak öğrenmedeki en önemli kurallar klavyeye bakmamak, sürekli aynı harfe aynı parmak ile basmak ve ellerin doğru yerleştirilmelidir.   Bu resim küçültülmüştür.Orjinal halini izlemek icin BURAYA Tıklayınız. Resmin orjinal boyutları 540x180 piksel dir.

 

 

On Parmak Kullanmanın Yararları

 

* Daha az yorulmak.

* Daha hızlı yazmak

* Bilgisayar başında daha sağlıklı durmak.

* Klavyeye bakma zorunluluğunun ortadan kalkması

 

Sol Elin Yerleştirilmesi

 

Sol elin işaret parmağı bu çıkıntılı F harfine gelecek şekilde resimdeki gibi sırasıyla yerleştirilir. Bundan böyle her iki elin de baş parmakları yalnızca Boşluk, space, tuşuna gelecek şekilde yerleştirilir.

 

* Serçe Parmak: Serçe parmak normalde A harfinin üzerine gelir. Ama [1], [Q], [A], [Z] harflerine ve bu harflerin oluşturduğu hattın sol tarafındanki tuşlara basar.

 

* Yüzük Parmağı: Normalde S harfinin üzerinde hazır durur ama [2], [W], [S], [X] Harflerine de basar.

 

* Orta Parmak: Normalde D harfinin üzerinde hazır durur ama [3], [E], [D], [C] harflerine de basar.

 

[b] * İşaret Parmağı: Normalde Çıkıntılı F harfinin üzerinde hazır bulunur ancak [4], [R], [F], [V] Hattı ile birlikte [5], [T], [G], hattındaki harf ve rakamlara da gerektiğinde basar.

 

* Baş Parmak: Yalnızca Boşluk Tuşu (Space Bar) ' na basacak şekilde yerleştirilir.

 

Sağ Elin Yerleştirilmesi

 

Sağ elin işaret parmağı, resimdeki gibi çıkıntılı J harfinden başlamak üzere sıra ile yerleştirilir. Bundan böyle her iki elin de baş parmakları yalnızca Boşluk, space, tuşuna gelecek şekilde yerleştirilir. Kılavyeye, artık sag el hep bu şekilde yerleştirilir.

 

* Baş Parmak: Yalnızca Boşluk Tuşu (Space Bar) ' na basacak şekilde yerleştirilir.

 

* İşaret Parmağı: Normalde Çıkıntılı J harfinin üzerinde hazır bulunur ancak [7], [u], [J], [M] Hattı ile birlikte [6], [Y], [H], [N]

 

* Orta Parmak: Normalde K harfinin üzerinde hazır durur ama [8], [i], [K], [Ö] harflerine de basar.

 

* hattındaki harf ve rakamlara da gerektiğinde basar. Yüzük Parmağı: Normalde L harfinin üzerinde hazır durur ama [9], [O], [L], [Ç] Harflerine de basar.

 

* Serçe Parmak: Serçe parmak normalde Ş harfinin üzerine gelir. Ama [ğ], [ü], [Ş],[i][p] [.] tuşlarına ve bu tuşların oluşturduğu hattın sağ tarafındanki Harf Tuşları Grubuna basar.

Donanım sorunları, özellikle acemi kullanıcıların korkulu rüyasıdır. Yazılım problemleri çoğunlukla birkaç fare tıklaması veya uygun yazılımlarla kolayca çözülebilirken, donanım bileşenlerinin neden olduğu sorunları tespit etmek bile kolay değildir. Problemli bileşen veya hatanın kaynağı bulununca da sorunu çözmek, herkesin cesaret edebileceği bir iş değildir. CHIP, bu yazıda en önemli donanım sorunlarını, bunların kaynaklarını ve nasıl çözülebileceklerini, tek tek donanım bileşenlerini ele alarak açıklıyor. Sorunun kaynağını nerede arayacağınızı bilemiyorsanız, işe "Kontrol Etmeniz Gerekenler" başlığını okuyarak başlayabilirsiniz. Sorunlu bileşeni bulduysanız, hemen ilgili bileşen için ipuçlarımızı okumaya başlayabilirsiniz.

 

PC KİLİTLENMELERİNDEKİ ADIMLAR

»Kontrol etmeniz gerekenler

 

Bilgisayarınız açılmadığında veya Windows genel koruma hatasıyla çakılıp kaldığında, aşağıdaki kontrol listesi problemin çözümünde size yardımcı olacaktır. Maddeleri adım adım gözden geçirin, böylece sistematik bir şekilde problemin kaynağını bulabilirsiniz.

 

1. Kablo ve kart kontrolü

 

PC’nin yerini çok fazla değiştiriyorsanız, kablo veya kartlardan biri kolayca yuvasından çıkabilir. Mesela IDE bağlantı kablosunun hafif bir şekilde yerinden çıkması, can sıkıcı veri hatalarına ve kilitlenmelere neden olabilir. Bu yüzden öncelikle tüm kabloların ve kartların sıkı bir şekilde yuvalarına takılı olduğundan emin olun. Ayrıca kasa içindeki tüm parçaları şöyle bir bastırıp sarsın, bu sayede gevşemiş kontaklar da kendilerine gelecektir.

 

2. Aygıt Yöneticisi’ne başvurun

 

Aygıt Yöneticisi yardımıyla tüm PC problemlerinin yüzde 80’inin kaynağını tespit edebilirsiniz. Sağ fare tuşuyla Bilgisayarım’a tıklayın ve kısayol menüsünden Özellikler’i seçin. Windows 98/Me’de doğrudan Aygıt Yöneticisi kartına tıklayın. Windows 2000/XP’de ise Aygıt Yöneticisi "Donanım (Hardware)" altında gizlidir. Aygıt Yöneticisi’nde kurulu tüm PC bileşenleri hakkında bilgi bulabilirsiniz. Bir aygıtın yanında sarı ünlem işareti varsa bu şu demektir: Ya yanlış bir sürücü yüklüdür, ya ilgili aygıt için herhangi bir sürücü yüklenmemiştir ya da sürücü düzgün bir şekilde yüklenmemiştir. Tak ve çalıştır (plug&play) uyumlu olmayan aygıtlarda, diğer donanım bileşenleriyle bir kaynak çakışması meydana gelebilir. Bu uyarı donanımın arızalı olduğunu belirtir.

 

3. Takılı kartları sökün

 

Hatanın kaynağını halen tam olarak tespit edemediyseniz, çoğunlukla çoğu kullanıcının uygulamaktan korkacağı radikal bir müdahale gereklidir: Anakarta takılı ve Windows’un açılması için gerekmeyen tüm kartları sökün. Sadece ekran kartının bilgisayara takılı olması yeterli olacaktır. Daha sonra Windows’u alışık olduğunuz gibi açın ve hatanın yine de ortaya çıkıp çıkmadığını kontrol edin. Hata ortadan kalktıysa, söktüğünüz kartları sırayla tek tek tekrar takın. Taktığınız her bir karttan sonra bilgisayarı yeniden başlatın ve sistemin tekrar sorunsuz çalışıp çalışmadığını kontrol edin.

 

4. Bellek modüllerini sökün

 

Bilgisayarınız nedenini anlayamadığınız bir şekilde kilitlenip kalıyorsa, bunun nedeni belleklerle de ilgili olabilir. PC’nizde birden fazla bellek modülü mevcutsa, sadece bir tanesini takılı bırakıp diğer modülleri sökün. Yeni anakartlarda bellek modülünü başka bir RAM yuvasına takmayı da deneyebilirsiniz.

 

5. Sabitdiskleri sökün

 

PC’nizde iki veya daha çok sabitdisk çalışıyorsa, bunların arasında uyumsuzluklar da çıkabilir. Açılış partition’ının bulunduğu disk dışında tüm disklerin bağ- lantılarını sökün. Değişik diskler birbiriyle uyumlu olmayabilir ve bazı sürücüler sadece master olarak düzgün çalışabilir.

 

6. Jumper’lara dikkat!

 

Özellikle yeni bir donanım bileşenini monte ederken jumper ayarını doğru yapmaya dikkat etmelisiniz. Jumper’lar mesela anakartlar üzerinde bulunduğu gibi, sabitdisk veya CD sürücülerinde de mevcuttur ve bunların doğru ayarlanması çok önemlidir: Jumper ayarıyla hangi sürücünün "Master" ve hangisinin "Slave" olarak çalışacağını belirlemiş olursunuz, her IDE kanalında sadece bir "Master" ve bir "Slave" sürücünün çalışabilir olması bu sorunu ortaya çıkartır. Bu ayrım gereklidir, zira IDE denetleyicisi ancak bu şekilde aynı kabloya bağlı iki sürücüyü belirgin bir şekilde adresleyebilir.

 

CD ve DVD yazıcı

 

- Sürücülerin jumper ayarları doğru mu?

- Kasa içinde yeterli soğutma sağlanıyor mu?

- Aygıt Yöneticisi’nde DMA modu açık mı?

 

Yeni bir sürücü satın aldınız, ancak sürücüyü monte ettikten sonra CD yazıcınız veya sürücünüz çalışmamakta inat ediyor. Bunun nedeni çoğunlukla basit şeylerden kaynaklanır.

 

Kablo ve jumper kontrolü

Windows sürücülerini doğru olarak tanımıyorsa, öncelikle güç ve veri kablosunun doğru bağlanıp bağlanmadığını kontrol edin. Veri kablosunu takarken kırmızıyla işaretli tarafın Pin 1’e, yani güç kablosunun hemen yanına gelmesine dikkat edin. Ayrıca sabitdiski ve yazıcıyı aynı IDE kablosuna (IDE Port 0) bağlamanızı tavsiye ediyoruz. Bu durumda sabitdiski master ve yazıcıyı slave olarak konfigüre etmeniz gerekiyor. Böylece yazma programındaki olası hata mesajlarının önüne geçebilirsiniz. Yavaş bir yazıcının kendisiyle aynı kabloya bağlı hızlı bir sabitdiski frenleyeceğine dair eski PC kuralı, yeni anakartlar için artık geçerli değil, bunun için endişelenmenize gerek yok. Slave olarak çalışan yazıcınız eski performansıyla kayıt işlemlerini gerçekleştiremiyorsa tekrar ikinci IDE port’una master olarak bağlayabilirsiniz.

 

Isı birikimini engellemek

 

Yazıcı kasanın içinde yeterince hava alıp soğutulamazsa, yazma işlemi yarıda kalabilir ve yazılabilir CD’nizi çöpe atabilirsiniz. Bu problemin çözümü, yazıcının havalandırması iyiyse, kolay. Sürücüler arasında bir yuva boş bırakıp sürücülerden birini bir alt yuvaya monte etmelisiniz. Sürücüler arasında böylece hava akımı sağlanabilir. Sadece iki tane 5,25’lik sürücü yuvasına sahipseniz ve arada boşluk bırakma şansınız yoksa, yazıcıyı en azından sabitdiskin hemen üstüne monte etmeyin. Bunun yerine CD-ROM sürücüyü diskin üzerine monte edin. DMA modunu açmak Bilgisayarınız CD yazma işlemi sırasında internette sörf yaptığınızda kilitlenip kalıyor mu? O zaman sürücüler için DMA modunu etkinleştirin ve böylece işlemcinin yükünü azaltın. "Aygıt Yöneticisi"nde CD yazıcıyı işaretleyin ve "Özellikler" altında "DMA" seçeneğini etkinleştirin. Bunu diğer tüm sürücüler için uygulayın. DMA modunu etkinleştiremiyorsanız BIOS Setup’ta CD sürücünüz için "Ultra DMA Mode"u "Disabled" olarak aya!

rlayın. VIA chipsetli bir anakartınız varsa, en son VIA 4in1 sürücü paketini kurmanızda da fayda var.

 

Ses kartları

 

- Kablolar bağlı mı?

- Sürücüler sorunsuz çalışıyor mu?

- Kaynaklar paylaştırılmış mı?

 

Ses kartları kendilerine özgü sorunlara sahiptir.Homurdanıp rahatsız edici sesler çıkarırlar. Ya kabloları yanlış bağlanmıştır ya da başka kartlarla sorunlar çıkartıp onların düzgün çalışmasına engel olurlar. Elbette tüm bunların çözümü var.

 

Kablolama ve mixer kontrolü

 

Karttan herhangi bir şekilde ses çıkmıyorsa, Windows altında mixer (karıştırıcı) ayarlarını ve kablolamayı kontrol etmelisiniz. Çoğunlukla Windows ayarlarında bazı girişler veya çıkışlar etkinleştirilmemiş veya sesleri kısılıp (mute) iptal edilmişlerdir. Ayrıca bazı önemli girişleri standart görünümde göremeyebilirsiniz. Bunları görünür yapmak için görev çubuğundaki hoparlör simgesine çift tıklayın. Açılan pencerede Seçenekler menüsünden Özellikler’i seçin. Şimdi pencerenin alt bölümündeki tüm seçenekleri önlerine bir onay işareti koyarak etkinleştirin. Tamam düğmesine tıkladığınızda yeni ayarlar geçerli olacaktır.

 

Windows Aygıt Yöneticisi

 

Bir diğer kontrol merkezi de hemen herkesin bildiği Aygıt Yöneticisi’dir (Device Manager). Burada, işletim sisteminin ses kartı sürücülerini düzgün bir şekilde yükleyip yüklemediğini görebilirsiniz. Ses kartı kaydının yanındaki küçük, sarı bir ünlem işareti, bir problem olduğuna işaret eder. Bu durumda aygıt kaydına çift tıklayın ve bir sonraki pencerede Kaynaklar sekmesine girin. Windows burada ses kartının sistemdeki başka hangi bileşenlerle çakıştığını gösterir. Sürücü problemi olduğuna dair bir başka işaret de sağ alttaki görev çubuğundaki hoparlör simgesinin görünmemesidir.

 

Kaynak çakışmalarının çözümü

 

Bir kaynak çakışması söz konusuysa, ses kartının donanım ayarları, başka bir bileşeninkiyle çakışıyor demektir. Burada çözüm için birden fazla olasılık söz konusu: Kartları başka PCI yuvalarına takarak, Windows’un kaynakları yeniden dağıtması sağlanabilir. Bu işlem sorunu çözmüyorsa Aygıt Yöneticisi’nde kaynak dağıtımı için otomatik yapılandırma ayarlarının kullanılması iptal edilebilir. Bunun mümkün olabilmesi için de özellikle yeni PC’lerde bazen BIOS’tan ACPI güç fonksiyonunun iptal edilmesi gerekebilir. Daha sonra Windows’un Aygıt Yöneticisi’nde Windows adresini ve Interrupt’ı (IRQ) kendiniz seçebilirsiniz.

 

Ses kesintilerini düzeltmek

 

Ses kartlarının diğer tipik bir problemi de ses çalınırken kısa takılmaların, atlamaların, rahatsız edici dip gürültülerinin meydana gelmesidir. Kısa takılmalarda ve rahatsız edici gürültülerde, tekrar sürücü kurulumunu ve kaynak dağıtımını kontrol etmeniz tavsiye edilir. Her şey yolundaysa, bir sonraki adım olan BIOS Setup’ta sıra: Burada PCI ayarlarıyla oynamayı deneyin.

 

Sabitdiskler

 

- Jumper’lar düzgün takılmış mı?

- Diskteki hataları düzelttiniz mi?

- Disk yeniden bölümlenmiş mi?

 

Dakikada 7000’in üzerindeki dönüş sayısı, kafaların milyonlarca defa disk yüzeyi üzerinde gidip gelmesi, sabitdisklerin ne kadar hızlı çalıştıklarının bir göstergesi. Ancak diskler sorun çıkardığında durum çok daha vahim olabilir, zira en önemli verileriniz kaybolma tehlikesiyle karşı karşıyadır.

 

Jumper ve kablolama kontrolü

 

BIOS diskinizi tanımıyorsa öncelikle diskin kablo bağlantılarını ve jumper ayarlarını kontrol etmelisiniz. Uzun süreli çalışma ve ısının düzgün bir şekilde atılmamasından dolayı diskiniz bozulabilir. Bunun ilk işareti diskten gelen garip tıkırtı şeklindeki seslerle kendini belli eder. Böyle durumlarda disk çalışmayabilir ve rahatsız edici sesler çıkartır. Büyük ihtimalle diskin kafası bozulmuştur ve böyle bir durumda maalesef diskin uzun bir garanti süresine sahip olmasını ummaktan başka yapabileceğiniz pek bir şey yoktur...

 

Disk üzerindeki hataları bulmak

 

Sabitdisk analizindeki ilk ve en basit adımlardan biri, disk bölümlerinin Scandisk programıyla kontrol edilmesidir. İşletim sistemi artık çalışmıyorsa, programın DOS versiyonunu da (Windows 98 veya Me CD’sinde bulunabilir) kullanabilirsiniz. Scandisk hatayı düzeltemiyorsa, yapabileceğiniz tek şey, diski formatlamak, hatta yeniden bölümlemek olacaktır. Burada da değişik Windows sürümlerinin boot edebilir kurulum CD’leri size yardımcı olacaktır.

 

Disk hatalarını düzeltmek

 

Veri (dizin) yapısındaki hatalarda Microsoft’un yardımcı sistem araçları pek de başarılı değiller. Boş, genişletilmiş disk bölümlerinde partition’lama programı Fdisk, GoBack gibi programlarda da olduğu gibi, pek bir işe yaramıyor. Bunlar diskin Master Boot Record’una (MBR) kendilerini kaydediyorlar ve BIOS’taki sabitdisk geometrisini değiştiriyorlar. Fdisk, diskleri bölümlemede bir işe yaramadığında, ya Low-Level formatlama (ilgili araçları disk üreticilerinin web sayfalarında bulabilirsiniz) ya da Linux sizlere yardımcı olabilir. Bir Linux kurulum CD’sinden (mesela Suse) boot edin. Aynı iş için bir Linux açılış disketi de kullanabilirsiniz. Sistem açıldıktan sonra diski bölümleyebilirsiniz. Linux text modunda kendinizi "root" olarak tanıtın (şifre girmeden). dd if=/dev/zero of=/dev/hdx bs=1k count=1 satırını girerek diskin partition tablosunu güvenilir bir şekilde silebilirsiniz. "hdx" ifadesindeki "x" harfi yerine ilgili diskin sürücü harfini girmelisiniz. Linux’ta hda vey!

a hdb birinci IDE kanalındaki Master veya Slave sürücü için, hdc veya hdd de ikinci IDE kanalındaki sürücüyü ifade etmek için kullanılır, bunlara dikkat edin! Bu işlemden sonra boş diski yeniden bölümlemeniz gerekir. Bunun için tekrar FDISK DOS programını kullanabilirsiniz. Burada mutlaka birincil (primary) ve etkin bir disk bölümü oluşturmaya dikkat edin.

 

Ekran Kartları

 

- Monitör kablosunu kontrol ettiniz mi?

- En yeni sürücüler kurulu mu?

- DirectX ve programlar için tüm güncellemeler kurulu mu?

 

Düzgün çalışan bir ekran kartı olmadan, bilgisayarınızda öncelikle hiçbir şey çalışmaz, en kötü durumda da ekranınız kararıp kalır. CHIP sizi tekrar aydınlığa kavuşturacak ipuçlarını sunuyor.

 

Kablo ve monitör kontrolü

 

Ekran kartı problemlerinde yapılacak ilk iş, öncelikle ekran kartını monitöre bağlayan VGA kablosunun kontrolüdür. Kablo bağlantılarında bir sorun yoksa ve ekranınıza halen görüntü gelmiyorsa, en iyi çözüm yolu deneme ve yanılma yöntemidir: Ya bilgisayarınızı çalışan başka bir monitörle ya da monitörünüzü çalışan başka bir bilgisayarla açmayı deneyin. Böylece problemin nereden kaynaklandığını tam olarak bilebilirsiniz. Ekran kartı çalışmasına rağmen görüntü vermeyen bir monitörün teknik servise gitmesi ve tamir edilmesi gerekebilir. Sorun ekran kartındaysa ya yuvasından çıkmıştır ya da gerçekten değiştirilmesi gerekiyordur.

 

Ekran kartı sürücüleri

 

Boot sırasında bilgisayarın BIOS’u görülüyorsa, bu durumda ekran kartının ya da monitörün DOS modunda görevlerini yerine getirdikleri anlaşılır. Tökezlemeye neden olacak bir sonraki etken, yanlış konfigüre edilmiş bir ekran kartı sürücüsüdür. Burada en çok karşılaşılan durum, ekran kartının yanlış olarak tanıtılması ve ekran tazeleme hızının (******* rate), monitörün kaldıramayacağı kadar yüksek bir değere ayarlanmış olmasıdır. Böyle bir durumda boot işlemi görünür, ancak ekran kartının Windows sürücüsü devreye girdiğinde, monitör kararıp kalır. Bu durumda bilgisayarınızı kapatın ve Güvenli Kip’te tekrar açın. Windows 95/98 veya Me’de Windows başlatılıyor... yazısı göründüğünde [F8] tuşuna basın. Windows NT, 2000 veya XP’de [F8] tuşuna bastıktan sonra menüden yine Güvenli Kip’in (safe mode) seçilmesi gerekiyor. Windows açıldıktan sonra sağ fare tuşuyla masaüstüne tıklayın ve Özellikler’i seçin. Görüntü Özellikleri penceresinde Ayarlar altında Standart VGA bağdaştırıcısı’nı s!

eçin. Bilgisayarı yeniden başlattıktan sonra en azından normal Windows arayüzüne ulaşırsınız, burada daha sonra bilgisayarınız için uygun ekran kartı sürücüsünü kurabilirsiniz.

 

Sürücü, DirectX ve oyun güncellemeleri

 

Windows gösteriminde bir sorun yoksa, yeni yüklediğiniz 3D oyun her açılışta bir hata mesajıyla açılmıyorsa, ne yapmalı? Böyle bir durumda, ancak yazılım güncelleştirmeleri sorunu çözebilir. Sorunsuz bir 3D keyfi için şu dört bileşenin en güncel konumda olması gerekir:

 

Ekran kartı sürücüsü: Düzenli aralıklarla mutlaka ekran kartı üreticinizin web sitesini ziyaret edin ve doğrudan bu adresten kart modeliniz için en yeni sürücüyü download edip sisteminize kurun.

 

DirectX sürümü: Microsoft tarafından geliştirilen multimedia arabirimi de sürekli olarak güncelleniyor. En yeni sürümü SPAN style=COLOR: #000020; mso-bidi-font-size: 12.0pt"> Linkleri sadece üyelerimiz görebilir. Lütfen yukarıdaki "Tam Sürüm Bilgini Göster"e tıklayın. web sitesinden veya eCHIP’te "Basic Kit" bölümünde bulabilirsiniz.

 

Chipset sürücüleri: Anakartınızın chipseti, ekran kartının sistemin diğer bileşenleriyle koordinasyonunu sağlar. Bu nedenle bu sürücüler de mümkün olduğunca en güncel durumda olmalıdır. Özellikle VIA chipsetli anakartlarda ve eski işletim sistemlerinde VIA 4in1 sürücü paketinin yüklenmesi gerekiyor.

 

3D oyunun kendisi: Oyun üreticileri, mevcut donanımların özelliklerinden sonuna kadar faydalanmaya çalışıyorlar ve çoğunlukla çıkardıkları güncellemelerle ("patch/update"), oyun piyasaya çıktıktan sonra karşılaşılan uyumluluk sorunlarını gidermeyi amaçlıyorlar. Ayrıca programlama aşamasında gözden kaçan birçok önemli hata da bu yamalarla ortadan kaldırılıyor.

 

 

3D oyunlara ve benchmarklara optimizasyon

 

Windows 2000 ve XP altında yaygın olarak kullanılan Nvidia sürücülerinin kendilerine özgü bir sorunu var: 3D modunda sadece 60 Hz’le ile çalışıyorlar. Bu problem için birçok çözüm yolu var. Mesela bu ayki eCHIP’te de bulabileceğiniz NVReffix aracı sorunu çözebiliyor. Ayrıca DirectX oyunlarında, Dxdiag32 yardımcı aracını, acil durumlar için çalıştırabilirsiniz. Bu aracı sabitdiskte C:WINDOWSSYSTEM32 dizininde bulabilirsiniz. Programda More sekmesine girin. Burada altta "Click this button to override DirectDraw’s ******* rate (for advanced users only):" seçeneğini göreceksiniz. Burada standart değer yerine Override düğmesine tıklayarak istediğiniz başka bir değeri seçin, mesela 85 Hz. Ayrıca ekran kartından daha fazla verim almak isteyen kullanıcılar Powerstrip yazılımını kullanabilirler, programın deneme sürümünü eCHIP’te Donanım İpuçları bölümünde bulabilirsiniz.

 

Anakartlar

 

- CPU yuvasına düzgün takılı mı?

- Bellek modülleri ve kartlar yuvalarına tam olarak oturmuş mu?

- Kasanın power düğmesi anakartın pin’lerine düzgün takılı mı?

 

Yeni anakartın üzerine inşa ettiğiniz sistemin montajı bitti, ancak güç düğmesine bastıktan sonra ekranda hiçbir açılış belirtisi yok. Burada sorunun kaynağı birçok nedene dayanabilir: Pin’lere takılan küçük kablolardan bozuk bir işlemciye kadar...

 

BIOS ayarları optimizasyonu

 

Bu tip sorunlarda akla gelebilecek senaryolardan biri, işlemcinin bilerek veya bilmeyerek overclock edilmiş olarak çalıştırılmaya zorlanmasıdır. Böyle bir durumda sistem açılmıyorsa çoğunlukla BIOS’u reset’lemek işe yarayabilir. Böylece tüm ön ayarlar standart değerlere (orijinal fabrika çıkış ayarları) düşürülür ve sistem açılır. Bunun için gerekli kontakları anakart üzerinde, gümüş renkli, 5 voltluk pilin yakınlarında bulabilirsiniz. "J-Bat" veya "BIOS Rst." gibi isimler alan bu kontak, bazı anakartlarda jumper halinde bulunur. BIOS’u silmek için önce bu jumper’ı "1-2" durumundan yaklaşık on saniye için Pin "2-3" durumuna ve daha sonra tekrar eski haline getirin. Bu noktada herhangi bir jumper yoksa, bunun yerine sadece iki boş lehim kontağı bulunur. Bu iki noktayı bir metal parçasıyla köPage Rankingüleyin, mesela tornavida ucuyla iki noktaya aynı anda değecek şekilde on saniye boyunca dokunun.

 

Dikkat! Bu müdahaleden önce sistemi komple kapatın. Aynı müdahaleyi, yüksek bellek zamanlamaları (RAM Timing) veya başarısız overclocking denemeleri sonrasında, sistemin açılmaması durumlarında da uygulamanız gerekebilir. Anakartınız üzerinde BIOS’u reset’lemek için jumper veya lehim kontakları bulunmuyorsa, bu ayarları dip-switch’ler yardımıyla yapmanız gerekebilir. Bu durumda kombinasyonu Default veya Auto olarak ayarlamalısınız. Bunun için gerekli switch konumları doğrudan anakart üzerinde veya kitapçığında yazar. Yeni Athlon anakartlarda çoğunlukla "FSB 100-133" adında bir jumper veya switch bulunur. FSB, Frontside Bus’ın kısaltmasıdır ve bellek ile işlemci arasındaki çalışma frekansını ifade eder. 100 MHz FSB hızında çalışan RAM veya CPU’lar kullanıyorsanız bunu da anakart üzerinde uygun olarak ayarlamanız gerekiyor.

 

CPU fanının kontrolü

 

Ekranın karanlık kalmasının bir nedeni de bazen CPU fanıdır. Bazı fanlar çok yüksek güç çekerler ve anakartın/güç kaynağının iflas etmesine neden olurlar. Bazı anakartlar da fandan düzgün bir "Tacho" sinyali beklerler ve daha sonra açılırlar, bunun nedeni fanı çalışmayan bir işlemciyi yanıp kül olmaktan korumaktır. Ancak maalesef, her fan bu sinyali düzgün bir şekilde, anakarta göndermeyi başaramıyor. Bu tip anakartların en popülerleri Abit üreticisinin KT133x chipsetli anakartları. Bu anakartlar dakikada 1500 dönüşlü (rpm) yavaş fanlarda bile hemen çalışmayı kesiyorlar. Bu durumda yapabileceğiniz tek şey, BIOS güncellemesi ile sorunu çözmeye çalışmaktır.

 

Güç canavarlarının tespiti

 

Fanlar ve sürücüler çalışıyor, ancak ekran yine de açılmıyorsa, sistem bileşenlerinden biri çok fazla güç çekiyor olabilir. Özellikle ülkemizde satılan kasalar çok zayıf güç kaynaklarına sahipler. Güç canavarlığı için bir numaralı zanlı ekran kartlarıdır, özellikle TNT2 veya GeForce chipsetli olanlar. Bunlar, sistem açılırken anakartın kondansatörlerinin sunabileceğinden çok daha fazla güç talep edebilirler. Böyle bir durumda ilk açılışta fazla güç çekmeyen bir ekran kartını sisteme monte etmek yardımcı olabilir. Normal bir PCI veya AGP kartı işinizi görebilir. Böylece ilk açılıştan sonra kondansatörler dolup ikinci açılış için 3D canavarlara ısınmış olurlar. Bu da bir işe yaramazsa, köşeye sıkışmaya başladınız demektir. Son olarak sistemin ilk açılışı için gerekli olmayan tüm kartları ve diğer parçaları sökmeyi deneyebilirsiniz. Yani fanlı CPU, basit bir ekran kartı ve bir bellek modülü açılış için yeterli olacaktır. Eğer sisteminiz buna rağmen açılmıyorsa, kalan parçalarda!

n biri bozuk demektir. Bu durumda bileşenleri adım adım ele alarak sorunlu parçayı tespit edebilir ve değiştirebilirsiniz.

 

Kasalar

 

- Fan çalışıyor mu?

- Güç kaynağında sorun var mı?

- Anakart ve sürücüler arasındaki kablolar güç kaynağı fanının hava akımına engel oluyor mu?

 

Can sıkıcı problemlerin başında devamlı kilitlenmeler gelir. Çoğunlukla belli bir işlemle sistemin kilitlenmesi arasında bir bağlantı hemen kurulabilir.

 

Temel sorun: Güç kaynağı

 

Güç kaynağından kaynaklanan hataların sayısı pek de az değildir, ama sorunun bundan kaynaklandığını tespit etmek de kolay değildir. Güç kaynağınızın yeterli gücü sağlaması gerektiğini söylemeye bile gerek yok sanırız. 250 watt’lık ucuz güç kaynakları, Athlon C ve GeForce3 ekran kartlarının gerektirdiği gücü karşılamakta zorlanırlar. Böyle bir durumda bilgisayarınız açılmaz, sadece güç kaynağı fanının çalıştığını, çıkardığı seslerden anlarsınız. Deneyimli kullanıcılar böyle bir durumda güç kaynağının içinde bir sigortanın yanıp yanmadığını kontrol ederler. Bu sigortanın değiştirilmesi bazen problemi çözebilir.

 

Dikkat! Elektrik ve elektronik bilginiz yoksa, burada anlatacaklarımızı kesinlikle uygulamayın, bilen bir arkadaşınızdan yardım isteyin, ya da en iyisi işi uzmanına bırakıp bir elektronikçinin yolunu tutun. Ayrıca asla bozuk bir sigortayı tel köPage Rankingüyle değiştirmeye kalkışmayın. Daha yüksek güç değerine veya farklı taşıyıcılığa sahip bir sigorta da asla kullanmayın. Değiştirilen sigortanın aynı yapıda olması gerekiyor. Güç kaynağını parçalayıp içini açmaya cesaret edemiyorsanız, yeni bir güç kaynağı satın almaktan başka çareniz yok. Paranızı boşa harcamayacağınızdan emin olmak için önce bir arkadaşınızdan ödünç aldığınız çalışır durumdaki bir güç kaynağını kendi kasanıza monte edin ve sorunun gerçekten güç kaynağınızdan mı kaynaklandığını tespit edin. Özellikle Athlon PC’ler ve güçlü bir ekran kartı için güç kaynağının 5 voltta 30 amper, 3,3 voltta ise 15 amper güç sağlaması gerekiyor. Bu değerleri güç kaynağının üzerine yapıştırılmış etiket açıklamasında görebilirsiniz. Ayrıc!

a yeni bir güç kaynağı satın aldığınızda mutlaka P4 güç fişi olan (P4 uyumlu) bir model tercih edin. Bu ek fiş 12 voltluk hatta daha fazla güç sağlıyor ve ilk olarak Intel tarafından Pentium 4’ün beslenmesi için geliştirilmişti.

Günümüzde bu ek güç beslemesinden faydalanan Socket A anakartlar da mevcut. Arkadaşınızdan ödünç aldığınız bir güç kaynağı, nedenini bir türlü bulamadığınız kilitlenmelerin ve problemlerin de çözümü olabilir. Böylece güç kaynağınızın yeterli gücü sağlayıp sağlamadığını tespit edebilirsiniz. Eskimiş güç kaynakları problemlere neden olabilir. Aslında güç kaynakları çok dayanıklı cihazlardır, ama yine de zamanla eskiyip bozulabilirler. Örneğin, PC’nizi ne kadar sık açıp kapatırsanız, güç kaynağı da o kadar çabuk eskir. Güç kaynağı içindeki güç transistorları gibi bazı parçalar, bu süreçten etkilenmeden geçebilirken, bazı hassas parçalar yüksek sıcaklıklara uzun süre dayanamazlar. Güç kaynağı, bazı pasif parçalarının çalışmamasına rağmen, çalışmaya devam edebilir. Anakartınız, bu etkileri stabil olmayan voltajlar ve filtrelenmemiş dalgalanmalar şeklinde hisseder. Sonuçta, anakarta zarar verebilecek hatalar ve sistem kilitlenmeleri ortaya çıkar, bu sorunların kaynağı da güç kayna!

ğından başka hemen her yerde zahmetli bir şekilde aranır.

 

Hava akımının kontrolü

 

Bazı kasalarda güç kaynağı 180 derece ters monte edilmiştir ve ikinci fan faydasız bir şekilde güç kaynağının üstündeki havayı çeker. Vidalarını sökerek, güç kaynağını ters çevirip, öyle monte etmeyi deneyin. Ancak kasanın yapısı yüzünden güç kaynağını ters takmak mümkün olmayabilir, böyle bir durumda kasayı değiştirmeniz gerekir.Ya da en azından, kalan parçaların sorunsuz çalışmasını sağlamalısınız. Özellikle ikinci fanı olmayan güç kaynaklarında, kasanın soğutulması ve böylece ekran kartı ve işlemcinin soğutulması, güç kaynağı ile sürücü kafesleri arasındaki dar açıklıktan yeterince serin hava gelmesine bağlıdır. Eğer bu aralıkta kablolar dağınık bir şekilde hava akımına engel oluyorsa, işlemci ve ekran kartı yeterince iyi soğutulamaz. Bu yüzden kabloları düzgün bir şekilde bağlamak ve kabloları salata halini almayacak şekilde birbiriyle bağlamak mantıklı olacaktır. ATAPI sürücülerin bağlanması için sunulan yuvarlak kablolar, normal kablolara göre çok da pahalı değiller am!

a buna rağmen daha pratik bir kullanımın yanı sıra daha aerodinamik bir yapıya sahipler.

 

Toz ve kirleri temizlemek

 

Tüm bu kontrollerde güç kaynağının havalandırma deliklerinin çevresinde biriken toz ve kir dikkatinizi çekmiş olmalı. Bilgisayarınız ne kadar eskiyse, o kadar tozlanıp kirlenmiştir. Tozlu ve kirli bilgisayar da tozu ve kiri kadar sorun yaratır. Özellikle güç kaynağındaki tozlanma, sadece kötü görünmeye neden olmakla kalmaz, aynı zamanda belli bir kirlilik derecesinden sonra, aygıtın bozulmasına bile neden olabilir. Bu durumda bu kirliliği temizlemeniz gerekir. Güç kaynağını dikkatli bir şekilde açın ve uygun, yumuşak bir fırçayla içini temizleyin. Elektrikli bir süpürgenin hortumunu, fırçanın yakınında dikkatli bir şekilde gezdirirseniz, açığa çıkan tozun evinizi tozlatmasına da engel olabilirsiniz. rızalı Donanımların Tespiti Arızalı Donanımların Tespiti

 

Arızalı donanım bileşenlerini nasıl bulabilirim?

 

Eğer hangi donanım bileşeninin hataya neden olduğunu bilemiyorsanız, aşağıdaki adımları uygulayın.

 

DİKKAT! Ekstra bir güç düğmesine sahip olmayan bir ATX karta sahipseniz, bilgisayarınızın içini açmadan elektrik fişini mutlaka çekmelisiniz. Çünkü, kapalı durumdayken de anakart üzerinde gerilim bulunur. Bu, insanlar için zararlı değildir, ancak ek kartların ve anakartın zarar görmesine neden olabilir.

 

1. Bilgisayarı kapatın ve kasasını açın.

 

2. Anakart üzerindeki tüm ek kartları, ekran kartı haricinde çıkartın. Disket ve sabitdisk kontrolörlerinin de çıkartılması gereklidir. Onboard bileşenleri ise, anakarta bağlı olarak ya bir jumper yardımıyla ya da BIOS’daki kontrolör ayarlarını kullanarak devre dışı bırakmalısınız. Bununla ilgili daha ayrıntılı bilgiyi anakartın kullanım kitapçığından temin edebilirsiniz.

 

3. şimdi bilgisayar açılacak, ancak CMOS Setup’ındaki ayarlar, varolan donanımlar ile uyumlu olmayacağı için hata mesajı verecektir. Bilgisayar, bu ana kadar sorunsuz bir şekilde çalıştı.

 

4. Ancak ekran siyah kalıyorsa, 2.3 numaralı bölümden devam edin. Eğer bilgisayar bir beep kodu veriyorsa, okumaya 2.3.2 numaralı bölümden devam edebilirsiniz.

 

5. Bilgisayar açılıyor ise şanslısınız. Çünkü güç kaynağı, anakart, ekran kartı ve monitör arızalı değildir.

 

6. şimdi bilgisayarı kapatın, sürücü kontrolörlerini takın ve sabitdisk sürücüsünü bağlayın.

 

 

 

7. Eğer bilgisayar sorunsuz bir şekilde açılırsa, bir sonraki adımda disket sürücüyü de takın.

 

8. Bilgisayar açıldığı sürece geri kalan ek kartları arka arkaya, tek tek takabilir ve kontrol etmek için bilgisayarı her seferinden yeniden çalıştırabilirsiniz. Ancak tüm bileşenleri bilgisayar tamamen kapalı durumdayken takmaya veya çıkartmaya dikkat etmelisiniz.

 

Eğer bilgisayar bu sırada açılmayacak olursa, arıza hemen öncesinde takılan donanım bileşeninden kaynaklanıyor demektir. Bu yöntemi kullanarak hangi kart veya sürücünün arızalı olduğunu rahatlıkla tespit edebilirsiniz. Sorunun çözümünü, arızalı donanıma bağlı olarak kitabın ilgili bölümünde arayabilirsiniz.

 

Bilgisayar, bileşenlerin tümü çıkarılmış durumdayken de çalışmıyorsa ve güç kaynağının gerilim değerlerinde de bir sorun yoksa, arıza anakarttadır.

 

Arızalı anakartı nasıl anlayabilirim?

 

Eğer hata anakarttan kaynaklanıyorsa, BIOS bunu POST esnasında muhtemelen fark eder ve gerekirse uygun beep kodu ile kullanıcıya bildirir. Aksi takdirde hatanın tespit edilmesi için sadece POST kod kartı yardımcı olabilir. Bu tür bir durumda anakartın hangi parçasının arızalı olabileceği beep kodu veya POST kodu listesi yardımıyla tespit edilebilir. Farklı BIOS tipleri için tabii ki farklı hata kodları da mevcut. Yaygın olarak kullanılan beep kodlarının açıklamalarını da kitabın sonundaki ekte bulabilirsiniz.

 

Anakartın birçok yapı taşı lehimlenmiştir. Bu nedenle arızalı parçanın, bu işin eğitimini almamış kullanıcılar tarafından değiştirilmesi mümkün değildir. Arızalı olduğunu düşündüğünüz parçayı lehim tabancası kullanarak sökmeye hiçbir şekilde çalışmamalısınız. Bir anakartın SMD chip’leri sıcağa karşı oldukça duyarlıdırlar. Sökülmeye çalışılan bileşenin yakınlarındaki bir chip zarar görebilir. Lehimin sökülmesi ancak özel bir araç yardımıyla mümkündür. Anakart üzerindeki değiştirilebilir tek parça genellikle merkezi işlemci (CPU) ve birçok durumda BIOS’tur. Bu tür bir sorunla karşılaştığınız zaman ilgili bir teknik servise başvurun ve fiyat isteyin. Birçok arızanın tamiri mümkün ve fiyatı da genellikle uygundur. Ancak, bazı durumlarda yeni bir anakart satın almanız çok daha iyi olacaktır.

 

Bu durumda bilgisayarınızı modern bir anakart ile donatma fırsatını kullanıp kullanmaya karar vermek size kalıyor. Sahip olduğunuz ek kartlar ve sürücüler gibi tüm bileşenleri, almayı düşündüğünü anakart eskisi ile aynı Bus sistemine sahip olduğu sürece yeni anakartınızda da kullanmaya devam edebilirsiniz.

 

Ekran kartını kontrol etmek

 

şu ana kadar yaptığınız işlemlerden olumlu bir sonuç alamadıysanız, artık bilgisayarın içerisinde çalışmaya başlayabilirsiniz.

 

1. Bilgisayarı kapatın ve kasasını açın.

 

2. Ekran kartının yuvasına tam olarak oturup oturmadığını kontrol edin. Muhtemelen tam olarak yerleşmemiştir. Özellikle yeni AGP grafik kartları dar ve kademeli bağlantı yapıları nedeniyle sorun çıkartabilirler.

 

3. Eğer bir şey tespit edemiyorsanız, kartı kasaya sabitleyen vidayı sökün ve kartı yuvasından çıkartın. Daha sonra kartı yuvasına tekrar yerleştirin ve tam olarak oturduğundan emin olduktan sonra vidalayın.

 

4. Sonucu kontrol etmek için bilgisayarı yeniden başlatın.

 

 

 

Hafıza mı arızalı?

 

Bilgisayarınız tek bir PS/2 veya SDRAM hafızası ile donatılmış ise, ve yukarıda tasvir hatalar ile şu ana kadar karşılaşmadıysanız büyük bir ihtimalle sistem hafızası arızalanmıştır.

 

1. İlk olarak sorunsuz çalıştığından emin olduğunuz, örneğin bir tanıdığınızdan hafıza birimi temin edin.

 

2. Bu hafızayı kendi sisteminizdeki ile değiştirin.

 

3. Sonucu kontrol etmek için bilgisayarı yeniden başlatın.

 

4. Bu sırada bir Parity Error, yani karşılaştırma hatası mesajı verebilir. Bu çok önemli bir hata değil, çünkü monitörünüz artık çalışıyor ve hata kaynağını tespit etmiş bulunuyorsunuz.

 

Sisteminizi ödünç aldığınız hafıza modülü ile açarken, bir Parity Error mesajının ekrana gelmesinin nedeni, anakartınızın hafızanın Parity kontrolünü desteklemesine rağmen aldığınız modülün Parity Chip’ine sahip olamamasıdır. Bu nedenle satın alacağınız yeni hafızanın Parity Chip’ine sahip olması gereklidir. Aksi takdirde Parity kontrolünü BIOS’tan kapatmanız gerekecektir. Eğer böyle bir seçenek yoksa, Parity Chip’ine sahip bir hafıza satın almaktan başka bir şansınız kalmıyor.

 

Ekran kartını kontrol etmek

 

Ekran kartının arızalı olup olmadığını kontrol etmek için geçici olarak başka bir kart kullanmalısınız. Eğer ikinci bir kartınız yoksa, bir tanıdığınızın ekran kartını ödünç alabilirsiniz.

 

1. Bilgisayarı kapatın ve kasasını açın.

 

2. Yeni ekran kartını, bilgisayarınızdaki eski kartın yerine takın.

 

3. Ancak bilgisayarınızda anakarta entegre olarak bulunan bir Onboard ekran kartı mevcutsa, ilk olarak bunu kapatmalısınız. Bunun için anakart üzerinde bir Jumper veya DIP şalteri bulunabilir. Eğer Jumper veya DIP şalteri bulamadıysanız, Onboard ekran kartını BIOS’tan kapatmalısınız. Bunun için anakart ile beraber sunulan kitapçığa bakabilirsiniz.

 

4. Son olarak bilgisayarı yeniden başlatın.

 

54 Bilgisayarınız yeni ekran kartıyla sorunsuz bir şekilde açılır ve monitöre görüntü gelirse, gerçekten de ekran kartınızda sorun var demektir. Aksi takdirde monitör arızalıdır. Bu durumda yapmanız gerekenleri ilerleyen sayfalarda okuyabilirsiniz.

 

 

 

Onboard ekran kartı arızalı ise ne olacak?

 

Birçok modern anakart üzerinde entegre ekran kartları bulunur. şayet bu Onboard ekran kartı arızalanırsa, yeni bir anakart satın almak zorunda kalmazsınız.

 

Bir bilgisayarda normalde birden fazla ekran kartı aynı anda kullanılamaz. Ancak Windows 98’den itibaren sistemde birden fazla ekran kartı kullanılmasını mümkün kılan çoklu monitör çözümleri mevcut. Ancak bunlar da uygun şartlar altında bağlanabiliyorlar. Bu nedenle yeni bir ekran kartı takılırken, Onboard kartın mutlaka kapatılması gerekmektedir.

 

DİKKAT! Sahip olunan chipsete bağlı olarak sadece bir PCI ekran kartının kullanılması mümkündür. Bu konu ile ilgili daha ayrıntılı bilgiyi donanımınızın el kitapçığından temin edebilirsiniz.

 

Onboard ekran kartını anakart üzerindeki bir jumper veya DIP şalteri yardımıyla devre dışı bırakabilirsiniz. Bununla ilgili daha ayrıntılı bilgi için kullanım kitapçığına göz atın.

 

Yeni ekran kartı boş bir yuvaya yerleştirilebilir. Başka bir şey yapmaya gerek yoktur. Ekran kartı çalışırsa, onboard kart arızalı demektir. Onboard kartın tamir edilmesi mümkün olsa bile pahalı olacağı için işlemciyi değiştirmeden yeni bir anakart almak daha akılcı bir çözüm olacaktır.

 

Onboard grafik kartının arızasının boyutlarına bağlı olarak, devre dışı bırakmanıza rağmen takılan yeni ekran kartının çalışmasında sorunlar olabilir veya hiç çalışmayabilir. Bu durumda yeni bir anakart satın almaktan başka bir çözüm yolu yoktur. Ancak bu tür bir sorunla çok sık karşılaşılmaz.

 

 

 

Monitör mü arızalı?

 

şu ana kadar kontrol ettiğiniz tüm cihazlar ve kablolarda bir sorun bulamadıysanız, sorun monitörün kendisinden de kaynaklanıyor olabilir.

 

HAYATİ TEHLİKE, DİKKAT! Monitörün içinde, görüntü tüpündeki gerilim 25.000 volta kadar çıkabilir. Bu nedenle cihazın fişi takılı olduğu sürece monitörü asla açmamalısınız. Monitörün 220 voltluk şebeke elektriği kesildikten sonra da kondansatörler, normalde özel bir devre ile boşaltılması gereken, sahip oldukları yüksek gerilimi bir arıza nedeniyle günlerce saklayabilirler. Her şeye rağmen sorunun kaynağını tespit edebilmek için monitörün içini incelemek istiyorsanız, çok dikkatli bir şekilde çalışmalısınız. Monitörlerin genellikle bir veya iki tane, rahatlıkla çıkartılabilen sigortaları bulunur.

 

Monitörün vidalarını sökmeye başlamadan önce ilk olarak yere, üzerinde çalışabileceğiniz iletken olmayan bir örtü sermelisiniz. Kuru kağıt (Örneğin eski gazeteler) bunun için çok uygun araçlardır. Monitörün elektrik kablosunu çıkartın ve kasasının vidalarını sökmeye başlayın.

 

Her iki elinizi birden monitörün içerisine sokmayın. Bir elinizi pantolon cebinde tutmanız daha iyi olacaktır. Bu sayede indüksiyon gerilimine maruz kalmak tehlikesini en aza indirebilirsiniz. Sigorta(lar), bazen ulaşılması zor ve gizli yerlerde bulunabilirler. Bunları sökmek ve takmak için izole araçlar kullanmalısınız. Bir sigortayı ohmmetre veya kısa devre kontrolörü yardımıyla kontrol edebilirsiniz. Eğer arızalı bir sigortayı yenisi ile değiştirmek isterseniz, yenisindeki tanımlama bilgilerinin eskisindekilerle aynı olmasına dikkat etmelisiniz. Sigorta, cihaz yeniden açıldığında tekrar atarsa, monitörünüzün ciddi bir arızası var demektir.

 

Bu tür bir durumda yetkili servise başvurmalısınız. Yeterli bilgiye ve ekipmana sahip olmadan monitörü tamir etmeye çalışmanız kesinlikle tavsiye edilmez

vBulletin v3.6.5, Copyright ©2000-2007, Jelsoft Enterprises Ltd. rızalı Donanımların Tespiti Arızalı Donanımların Tespiti

 

Arızalı donanım bileşenlerini nasıl bulabilirim?

 

Eğer hangi donanım bileşeninin hataya neden olduğunu bilemiyorsanız, aşağıdaki adımları uygulayın.

 

DİKKAT! Ekstra bir güç düğmesine sahip olmayan bir ATX karta sahipseniz, bilgisayarınızın içini açmadan elektrik fişini mutlaka çekmelisiniz. Çünkü, kapalı durumdayken de anakart üzerinde gerilim bulunur. Bu, insanlar için zararlı değildir, ancak ek kartların ve anakartın zarar görmesine neden olabilir.

 

1. Bilgisayarı kapatın ve kasasını açın.

 

2. Anakart üzerindeki tüm ek kartları, ekran kartı haricinde çıkartın. Disket ve sabitdisk kontrolörlerinin de çıkartılması gereklidir. Onboard bileşenleri ise, anakarta bağlı olarak ya bir jumper yardımıyla ya da BIOS’daki kontrolör ayarlarını kullanarak devre dışı bırakmalısınız. Bununla ilgili daha ayrıntılı bilgiyi anakartın kullanım kitapçığından temin edebilirsiniz.

 

3. şimdi bilgisayar açılacak, ancak CMOS Setup’ındaki ayarlar, varolan donanımlar ile uyumlu olmayacağı için hata mesajı verecektir. Bilgisayar, bu ana kadar sorunsuz bir şekilde çalıştı.

 

4. Ancak ekran siyah kalıyorsa, 2.3 numaralı bölümden devam edin. Eğer bilgisayar bir beep kodu veriyorsa, okumaya 2.3.2 numaralı bölümden devam edebilirsiniz.

 

5. Bilgisayar açılıyor ise şanslısınız. Çünkü güç kaynağı, anakart, ekran kartı ve monitör arızalı değildir.

 

6. şimdi bilgisayarı kapatın, sürücü kontrolörlerini takın ve sabitdisk sürücüsünü bağlayın.

 

 

 

7. Eğer bilgisayar sorunsuz bir şekilde açılırsa, bir sonraki adımda disket sürücüyü de takın.

 

8. Bilgisayar açıldığı sürece geri kalan ek kartları arka arkaya, tek tek takabilir ve kontrol etmek için bilgisayarı her seferinden yeniden çalıştırabilirsiniz. Ancak tüm bileşenleri bilgisayar tamamen kapalı durumdayken takmaya veya çıkartmaya dikkat etmelisiniz.

 

Eğer bilgisayar bu sırada açılmayacak olursa, arıza hemen öncesinde takılan donanım bileşeninden kaynaklanıyor demektir. Bu yöntemi kullanarak hangi kart veya sürücünün arızalı olduğunu rahatlıkla tespit edebilirsiniz. Sorunun çözümünü, arızalı donanıma bağlı olarak kitabın ilgili bölümünde arayabilirsiniz.

 

Bilgisayar, bileşenlerin tümü çıkarılmış durumdayken de çalışmıyorsa ve güç kaynağının gerilim değerlerinde de bir sorun yoksa, arıza anakarttadır.

 

Arızalı anakartı nasıl anlayabilirim?

 

Eğer hata anakarttan kaynaklanıyorsa, BIOS bunu POST esnasında muhtemelen fark eder ve gerekirse uygun beep kodu ile kullanıcıya bildirir. Aksi takdirde hatanın tespit edilmesi için sadece POST kod kartı yardımcı olabilir. Bu tür bir durumda anakartın hangi parçasının arızalı olabileceği beep kodu veya POST kodu listesi yardımıyla tespit edilebilir. Farklı BIOS tipleri için tabii ki farklı hata kodları da mevcut. Yaygın olarak kullanılan beep kodlarının açıklamalarını da kitabın sonundaki ekte bulabilirsiniz.

 

Anakartın birçok yapı taşı lehimlenmiştir. Bu nedenle arızalı parçanın, bu işin eğitimini almamış kullanıcılar tarafından değiştirilmesi mümkün değildir. Arızalı olduğunu düşündüğünüz parçayı lehim tabancası kullanarak sökmeye hiçbir şekilde çalışmamalısınız. Bir anakartın SMD chip’leri sıcağa karşı oldukça duyarlıdırlar. Sökülmeye çalışılan bileşenin yakınlarındaki bir chip zarar görebilir. Lehimin sökülmesi ancak özel bir araç yardımıyla mümkündür. Anakart üzerindeki değiştirilebilir tek parça genellikle merkezi işlemci (CPU) ve birçok durumda BIOS’tur. Bu tür bir sorunla karşılaştığınız zaman ilgili bir teknik servise başvurun ve fiyat isteyin. Birçok arızanın tamiri mümkün ve fiyatı da genellikle uygundur. Ancak, bazı durumlarda yeni bir anakart satın almanız çok daha iyi olacaktır.

 

Bu durumda bilgisayarınızı modern bir anakart ile donatma fırsatını kullanıp kullanmaya karar vermek size kalıyor. Sahip olduğunuz ek kartlar ve sürücüler gibi tüm bileşenleri, almayı düşündüğünü anakart eskisi ile aynı Bus sistemine sahip olduğu sürece yeni anakartınızda da kullanmaya devam edebilirsiniz.

 

Ekran kartını kontrol etmek

 

şu ana kadar yaptığınız işlemlerden olumlu bir sonuç alamadıysanız, artık bilgisayarın içerisinde çalışmaya başlayabilirsiniz.

 

1. Bilgisayarı kapatın ve kasasını açın.

 

2. Ekran kartının yuvasına tam olarak oturup oturmadığını kontrol edin. Muhtemelen tam olarak yerleşmemiştir. Özellikle yeni AGP grafik kartları dar ve kademeli bağlantı yapıları nedeniyle sorun çıkartabilirler.

 

3. Eğer bir şey tespit edemiyorsanız, kartı kasaya sabitleyen vidayı sökün ve kartı yuvasından çıkartın. Daha sonra kartı yuvasına tekrar yerleştirin ve tam olarak oturduğundan emin olduktan sonra vidalayın.

 

4. Sonucu kontrol etmek için bilgisayarı yeniden başlatın.

 

 

 

Hafıza mı arızalı?

 

Bilgisayarınız tek bir PS/2 veya SDRAM hafızası ile donatılmış ise, ve yukarıda tasvir hatalar ile şu ana kadar karşılaşmadıysanız büyük bir ihtimalle sistem hafızası arızalanmıştır.

 

1. İlk olarak sorunsuz çalıştığından emin olduğunuz, örneğin bir tanıdığınızdan hafıza birimi temin edin.

 

2. Bu hafızayı kendi sisteminizdeki ile değiştirin.

 

3. Sonucu kontrol etmek için bilgisayarı yeniden başlatın.

 

4. Bu sırada bir Parity Error, yani karşılaştırma hatası mesajı verebilir. Bu çok önemli bir hata değil, çünkü monitörünüz artık çalışıyor ve hata kaynağını tespit etmiş bulunuyorsunuz.

 

Sisteminizi ödünç aldığınız hafıza modülü ile açarken, bir Parity Error mesajının ekrana gelmesinin nedeni, anakartınızın hafızanın Parity kontrolünü desteklemesine rağmen aldığınız modülün Parity Chip’ine sahip olamamasıdır. Bu nedenle satın alacağınız yeni hafızanın Parity Chip’ine sahip olması gereklidir. Aksi takdirde Parity kontrolünü BIOS’tan kapatmanız gerekecektir. Eğer böyle bir seçenek yoksa, Parity Chip’ine sahip bir hafıza satın almaktan başka bir şansınız kalmıyor.

 

Ekran kartını kontrol etmek

 

Ekran kartının arızalı olup olmadığını kontrol etmek için geçici olarak başka bir kart kullanmalısınız. Eğer ikinci bir kartınız yoksa, bir tanıdığınızın ekran kartını ödünç alabilirsiniz.

 

1. Bilgisayarı kapatın ve kasasını açın.

 

2. Yeni ekran kartını, bilgisayarınızdaki eski kartın yerine takın.

 

3. Ancak bilgisayarınızda anakarta entegre olarak bulunan bir Onboard ekran kartı mevcutsa, ilk olarak bunu kapatmalısınız. Bunun için anakart üzerinde bir Jumper veya DIP şalteri bulunabilir. Eğer Jumper veya DIP şalteri bulamadıysanız, Onboard ekran kartını BIOS’tan kapatmalısınız. Bunun için anakart ile beraber sunulan kitapçığa bakabilirsiniz.

 

4. Son olarak bilgisayarı yeniden başlatın.

 

54 Bilgisayarınız yeni ekran kartıyla sorunsuz bir şekilde açılır ve monitöre görüntü gelirse, gerçekten de ekran kartınızda sorun var demektir. Aksi takdirde monitör arızalıdır. Bu durumda yapmanız gerekenleri ilerleyen sayfalarda okuyabilirsiniz.

 

 

 

Onboard ekran kartı arızalı ise ne olacak?

 

Birçok modern anakart üzerinde entegre ekran kartları bulunur. şayet bu Onboard ekran kartı arızalanırsa, yeni bir anakart satın almak zorunda kalmazsınız.

 

Bir bilgisayarda normalde birden fazla ekran kartı aynı anda kullanılamaz. Ancak Windows 98’den itibaren sistemde birden fazla ekran kartı kullanılmasını mümkün kılan çoklu monitör çözümleri mevcut. Ancak bunlar da uygun şartlar altında bağlanabiliyorlar. Bu nedenle yeni bir ekran kartı takılırken, Onboard kartın mutlaka kapatılması gerekmektedir.

 

DİKKAT! Sahip olunan chipsete bağlı olarak sadece bir PCI ekran kartının kullanılması mümkündür. Bu konu ile ilgili daha ayrıntılı bilgiyi donanımınızın el kitapçığından temin edebilirsiniz.

 

Onboard ekran kartını anakart üzerindeki bir jumper veya DIP şalteri yardımıyla devre dışı bırakabilirsiniz. Bununla ilgili daha ayrıntılı bilgi için kullanım kitapçığına göz atın.

 

Yeni ekran kartı boş bir yuvaya yerleştirilebilir. Başka bir şey yapmaya gerek yoktur. Ekran kartı çalışırsa, onboard kart arızalı demektir. Onboard kartın tamir edilmesi mümkün olsa bile pahalı olacağı için işlemciyi değiştirmeden yeni bir anakart almak daha akılcı bir çözüm olacaktır.

 

Onboard grafik kartının arızasının boyutlarına bağlı olarak, devre dışı bırakmanıza rağmen takılan yeni ekran kartının çalışmasında sorunlar olabilir veya hiç çalışmayabilir. Bu durumda yeni bir anakart satın almaktan başka bir çözüm yolu yoktur. Ancak bu tür bir sorunla çok sık karşılaşılmaz.

 

 

 

Monitör mü arızalı?

 

şu ana kadar kontrol ettiğiniz tüm cihazlar ve kablolarda bir sorun bulamadıysanız, sorun monitörün kendisinden de kaynaklanıyor olabilir.

 

HAYATİ TEHLİKE, DİKKAT! Monitörün içinde, görüntü tüpündeki gerilim 25.000 volta kadar çıkabilir. Bu nedenle cihazın fişi takılı olduğu sürece monitörü asla açmamalısınız. Monitörün 220 voltluk şebeke elektriği kesildikten sonra da kondansatörler, normalde özel bir devre ile boşaltılması gereken, sahip oldukları yüksek gerilimi bir arıza nedeniyle günlerce saklayabilirler. Her şeye rağmen sorunun kaynağını tespit edebilmek için monitörün içini incelemek istiyorsanız, çok dikkatli bir şekilde çalışmalısınız. Monitörlerin genellikle bir veya iki tane, rahatlıkla çıkartılabilen sigortaları bulunur.

 

Monitörün vidalarını sökmeye başlamadan önce ilk olarak yere, üzerinde çalışabileceğiniz iletken olmayan bir örtü sermelisiniz. Kuru kağıt (Örneğin eski gazeteler) bunun için çok uygun araçlardır. Monitörün elektrik kablosunu çıkartın ve kasasının vidalarını sökmeye başlayın.

 

Her iki elinizi birden monitörün içerisine sokmayın. Bir elinizi pantolon cebinde tutmanız daha iyi olacaktır. Bu sayede indüksiyon gerilimine maruz kalmak tehlikesini en aza indirebilirsiniz. Sigorta(lar), bazen ulaşılması zor ve gizli yerlerde bulunabilirler. Bunları sökmek ve takmak için izole araçlar kullanmalısınız. Bir sigortayı ohmmetre veya kısa devre kontrolörü yardımıyla kontrol edebilirsiniz. Eğer arızalı bir sigortayı yenisi ile değiştirmek isterseniz, yenisindeki tanımlama bilgilerinin eskisindekilerle aynı olmasına dikkat etmelisiniz. Sigorta, cihaz yeniden açıldığında tekrar atarsa, monitörünüzün ciddi bir arızası var demektir.

 

Bu tür bir durumda yetkili servise başvurmalısınız. Yeterli bilgiye ve ekipmana sahip olmadan monitörü tamir etmeye çalışmanız kesinlikle tavsiye edilmez

vBulletin v3.6.5, Copyright ©2000-2007, Jelsoft Enterprises Ltd.

pc networke balgama  http://www.hardwaremania.com/forum/donanim/network/2-pc-yi-baglamak-icin-kesin-yontem-52821.html 

 

BIOS Sesli Hata Uyarılarının ve POST Mesajlarının Anlamı ve

Çözümü

Giriş

Bilgisayarınızı topladınız veya bilgisayarınıza herhangi bir

teknik müdahalede bulundunuz. Ama bilgisayar açılmıyor. İşte

bu yazıda herkese önce anlamsız gelen sesli hata mesajları ile

POST (Power-on self test) uyarılarına/hatalarına değineceğiz.

Normal bir boot işlemi esnasında sizin düğmeye basmanızla

birlikte önce bilgisayarın bütün bileşenlerine güç verilir,

ekran kartınız hemen kendi reklamını yapar ve POST ekranına

gelirsiniz. Burada, anakartınız Aabi bakalım bana neler

takılıymış havalarında bütün bileşenleri ufak bir teste tabi

tutar. Size bu sırada ekranda işlemcinizin hızı, ram

miktarınız gibi bazı bilgiler verilir. İşletim sisteminin

yüklenmeye başlamasından hemen önce ekrana (eğer ben yeterince

hızlıyım diyorsanız Pause tuşuna basarak istediğiniz kadar

seyredebileceğiniz) bir tablo gelir. Bu tabloda kabaca POST

işleminin sonuçlarını görürsünüz diyebiliriz. Peki ya normal

bir boot gerçekleşmezse?

Bilgisayarın başlamasını engelleyecek herhangi bir hatada ya

sesli ya da POST hata mesajları alırsınız. İyimser olmanın bir

alemi yok. Dolandırmadan söyleyeceğim. Sesli hata mesajları

genellikle ölümcül, POST mesajları ise genellikle uyarı

niteliğindedir. Genellikle diyorum çünkü, ekran kartı

arızasını işaret eden bir sesli hat mesajı sadece ekran

kartınızın yerinden oynamasıyla da ortaya çıkabilir.

 

Sesli Hata Mesajları

Hata Anlamı

1- Sürekli Ses Güç kaynağı arızası

2- Birçok kısa bip Anakart arızası

3- 1 uzun Bellek tazelenmesinde hata

4- 1 uzun 1 kısa Anakart veya BIOS çipi arızası

5- 1 uzun 2 kısa Ekran kartı arızası (Genellikle eski

kartlardaki DIP switch kaynaklıdır)

6- 1 uzun 3 kısa Ekran kartı arızası

7- 2 uzun 1 kısa Ekran kartı arızası (RAMDAC kaynaklı (?) )

8- 2 kısa Bellek parity (eşlik) hatası

9- 3 kısa Belleğin ilk 64klık bölümünde hata

10- 4 kısa Timer hatası

11- 5 kısa İşlemci hatası

12- 6 kısa Klavye işlemcisi hatası

13- 7 kısa İşlemci hatası

14- 8 kısa Ekran kartı belleğinde okuma/yazma hatası

15- 9 kısa BIOS ROM hatası

16- 10 kısa CMOS okuma/yazma hatası

17- 11 kısa Tampon Bellek Hatası

 

Gördüğünüz gibi bu bip sesleri hiç de hayırlı manalara

gelmiyor. Bu sorunların çözüm yolları;

1. hata için, güç kaynağınızın bağlantılarını kontrol edip bir

deneme daha yapın. Eğer sorun devam ediyorsa, üç vakte kadar

size yeni bir güç kaynağı gelecek demektir.

 

2, 4, 10, 12, 15 e 16 numaralı hatalar için, tüm kartları

işlemciyi ve RAm leri söküp tekrar takın. Öncelikle mümkün

olduğunca az bileşenle bilgisayarı başlatmaya çalışın. 4, 15

ve 16 numaralı hatalarda BIOS çipinin yerine düzgünce

oturduğundan emin olmak için üstüne hafifçe bastırın. Değişen

bir şey yoksa 4, 15 ve 16 numaralı hatayla karşı karşıyaysanız

yeni bir BIOS çipi edinin, yok eğer değilseniz zaten yeni bir

anakartınız olacağınız için BIOS çipiniz otomatik olarak

değişmiş olacaktır.

 

3, 8 ve 9 numaralı hatalarla baş etmek için öncelikle

RAMlerinizin yerlerine düzgün oturduklarından ve yuvalarla

aralarında herhangi bir yabancı maddenin bulunmadığından emin

olun. Eğer birden fazla bellek modülü kullanıyorsanız değişik

kombinasyonlar deneyin. Hata hala devam ediyorsa

belleklerinizi tek tek deneyerek sorunun hangisi/hangilerinde

olduğunu bulabilirsiniz.

 

5, 6 ve 7 numaralı mesajı alıyorsanız, ekran kartınızın yerine

iyice oturduğundan ve monitör bağlantısının düzgünce bir

şekilde yapıldığından emin olun. Problem sürüyorsa başka bir

ekran kartı ile bilgisayarı başlatmayı deneyin. Sonuç

alırsanız sizi tebrik ederiz çok yakın bir zamanda yepyeni bir

ekran kartınız olacak. Ekran kartlarıyla ilgili alacağınız

sesli hata mesajlarının neredeyse tamamı 6 numara olacaktır.

Bu nedenle şimdiden diii di dit dit sesine alışmanızda fayda

var.

11, 13 ve 17 numaralı hatalar için işlemcinizin düzgün bir

şekilde takıldığından emin olun. Mümkünse başka bir işlemciyle

denemelerde bulunun, sonuç alamazsanız özellikle 17 numaralı

hata için anakartınızdan şüphelenin.

 

POST Mesajları

Girişi ölümcül hata mesajlarından yaptık ama daha çok uyarı

niteliğinde olan POST mesajları ile ortamı biraz yumuşatmayı

ihmal etmiyoruz. Genel olarak açıklayıcı, birkaç kelimelik

(biraz İngilizce ile) anlaşılabilir niteliktedirler. Ama can

sıkmaya yetecek kadar ciddiye almak kaçınılmazdır. Bu mesajlar

anakarta, BIOSa, takılı olan donanıma, çipsete göre

değişiklik gösterebilirler. Yine de belli başlı birkaç hata

mesajıyla uygulanabilecek çözüm yollarını yazıyorum.

BIOS ROM checksum error - System halted: BIOS çipindeki bir

hatayı gösterir. Çipte fiziksel hata veya BIOS yazılımında

bozukluk olabilir. Sisteminizi yeni bir BIOS ile update edin,

sorun devam ediyorsa yeni bir BIOS çipi edinmeniz gerekecek.

CMOS battery failed: BIOS piliniz bitmiş veya bitmek üzere.

Pilin türünü belirleyip en yakın saatçiden yenisini

alabilirsiniz.

CMOS checksum error - Defaults loaded: Herhangi bir nedenden

dolayı BIOS ayarlarınızda bozukluk oluşmuş (muhtemelen bitmek

üzere olan BIOS pili yüzünden). Varsayılan ayarlar yüklenerek

sisteminizin zarar görmesi engellenmiş.

 

Floppy disk(s) fail: Sisteminize takılı bulunan disket

sürücü(ler) ile BIOS taki disket sürücü ayarları birbirini

tutmuyor. Disket sürücünüzün bağlantılarını kontrol edin,

BIOStaki ayarlar yanlışsa düzeltin. Sorun devam ediyorsa

disket sürücünüzde muhtemel bir fiziksel arıza var demektir.

Keyboard error or no keyboard present: Belki de en çok

karşılaşılan POST mesajı. Bu mesaj genellikle Press F1 to

continue diye devam eder. Siz de olmayan klavyenin F1 tuşuna

basarak hatadan kurtulabilir veya yeni bir klavye takarak

işleme devam edebilirsiniz.

 

Memory test fail: POST mesajlarının belki de en can sıkıcısı.

BIOStaki bellek ayarlarınızda olabilecek bir problemden

kaynaklanabildiği gibi, bellek modüllerinizdeki kısmi

(kısmi=belli bir bölümündeki) arıza nedeniyle de ortaya

çıkailir. Ayarlarınızdan eminseniz, başka bir bellek ile

sisteminizi tekrar açmayı deneyin.

Hard Disk(s) Fail: Sisteminizde mevcut disk(ler)le BIOS ta

belirilmiş disk ayarları birbirini tutmuyor demektir. BIOS&tan

disk ayarlarını otomatiğe getirin, master/slave ayarlarını

kontrol edin. Sorun devam ediyorsa disk sürücünüzde fiziksel

bir bozukluk kuvetle muhtemeldir.

Bunlar POST hatalarının sadece belli başlı olanları. CTRL+C (Kopyala)

CTRL+X (Kes)

CTRL+V (Yapıştır)

CTRL+Z (Geri Al)

DELETE (Sil)

ÜSTKRKT+DELETE (Seçili öğeyi Geri Dönüşüm Kutusu’na atmadan kalıcı olarak sil)

Bir öğeyi sürüklerken CTRL (Seçili öğeyi kopyala)

Bir öğeyi sürüklerken CTRL+ÜSTKRKT (Seçili öğeye kısayol oluştur)

F2 tuşu (Seçili öğeyi yeniden adlandır)

CTRL+SAĞ OK (Ekleme noktasını sonraki sözcüğün başına götür)

CTRL+SOL OK (Ekleme noktasını önceki sözcüğün başına götür )

CTRL+AŞAĞI OK (Ekleme noktasını sonraki paragrafın başına götür)

CTRL+YUKARI OK (Ekleme noktasını önceki paragrafın başına götür )

Ok tuşlarının herhangi biriyle birlikte CTRL+ÜSTKRKT (Bir metin bloğu vurgula)

Ok tuşlarının herhangi biriyle birlikte ÜSTKRKT (Pencere veya masaüstünde birden fazla öğe seç veya bir belgede metin seç)

CTRL+A (Tümünü seç)

F3 tuşu (Bir dosya ya da klasör ara)

ALT+ENTER (Seçili öğenin özelliklerini görüntüle)

ALT+F4 (Etkin öğeyi kapat veya etkin programdan çık)

ALT+ENTER (Seçili nesnenin özelliklerini görüntüle)

ALT+ARA ÇUBUĞU (Etkin pencere için kısayol menüsünü aç)

CTRL+F4 (Aynı anda birden çok belge açmayı sağlayan programlardaki etkin belgeyi kapat)

ALT+SEKME (Açık öğeler arasında geçiş yap)

ALT+ESC (Öğeler arasında açılma sıralarına göre dön)

F6 tuşu (Bir penceredeki veya masaüstündeki ekran öğeleri arasında dolaş)

F4 tuşu (Bilgisayarım veya Windows Gezgini’ndeki Adres çubuğu listesini görüntüle)

ÜSTKRKT+F10 (Seçili öğe için kısayol menüsünü görüntüle)

ALT+ARA ÇUBUĞU (Etkin pencere için Sistem menüsünü görüntüle)

CTRL+ESC (Başlat menüsünü görüntüle)

ALT+Bir menü adındaki altı çizili harf (Karşılık gelen menüyü görüntüle)

Açık bir menüdeki bir komut adındaki altı çizili harf (Karşılık gelen komutu gerçekleştirir)

F10 tuşu (Etkin programda menü çubuğunu etkinleştirir)

SAĞ OK (Sağdaki sonraki menüyü aç veya bir alt menü aç)

SOL OK (Soldaki sonraki menüyü aç veya bir alt menüyü kapat)

F5 tuşu (Etkin pencereyi günceleştir)

GERİ AL (Bilgisayarım ya da Windows Gezgini’nde bir seviye üstteki klasörü görüntüle)

ESC (Geçerli görevi iptal et)

CD-ROM sürücüye bir CD-ROM taktığınızda ÜSTKRKT (CD-ROM’un otomatik olarak oynatılmasını önle)

 

İletişim Kutusu Klavye Kısayollar

 

CTRL+SEKME (Sekmeler arasında gezin)

CTRL+ÜSTKRKT+SEKME (Sekmeler arasında geriye doğru git)

SEKME (Seçenekler arasında ileriye doğru git)

ÜSTKRKT+SEKME (Seçenekler arasında geriye doğru git)

ALT+Altı Çizili harf (İlgili komutu gerçekleştir veya ilgili seçeneği seç)

ENTER (Etkin seçeneğin veya düğmenin komutunu gerçekleştir)

ARA ÇUBUĞU (Etkin seçenek bir onay kutusuysa onay kutusunu seç veya temizle)

Ok tuşları (Etkin seçenek seçenek düğmeleri grubuysa bir düğme seç)

F1 tuşu (Yardım görüntüle)

F4 tuşu (Etkin listedeki öğeleri görüntüle)

GERİ (Kaydet veya Aç iletişim kutusunda bir klasör seçiliyse bir üst düzeydeki klasörü aç)

 

Microsoft Doğal Klavye Kısayolları

 

Windows Logosu (Başlat menüsünü göster veya gizle)

Windows Logosu+BREAK (Sistem Özellikleri iletişim kutusunu görüntüle)

Windows Logosu+D (Masaüstünü göster)

Windows Logosu+M (Tüm pencereleri küçült)

Windows Logosu+ÜSTKRKT+M (Küçültülmüş pencereleri geri yükle)

Windows Logosu+E (Bilgisayarım’ı aç)

Windows Logosu+F (Bir dosya veya klasör ara)

CTRL+Windows Logo+F (Bilgisayar ara)

Windows Logosu+F1 (Windows Yardımı’nı görüntüle)

Windows Logosu+ L (Klavyeyi kilitle)

Windows Logosu+R (Çalıştır iletişim kutusunu aç)

Windows Logosu+U (Hizmet Programı Yöneticisi’ni aç)

 

Erişilebilirlik Klavye Kısayolları

 

Sekiz saniye boyunca Sağ ÜSTKRKT (Filtre Tuşlarını aç veya kapat)

Sol ALT+Sol ÜSTKRKT+PRINT SCREEN (Yüksek Karşıtlık’ı aç veya kapat)

Sol ALT+sol ÜSTKRKT+NUM LOCK (Fare Tuşları’nı aç veya kapat)

Beş kez ÜSTKRKT (Yapışkan Tuşlar’ı aç veya kapat)

Beş saniye boyunca NUM LOCK (Geçiş Tuşları’nı aç veya kapat)

Windows Logosu+U (Hizmet Programı Yöneticisi’ni aç)

Windows Gezgini Klavye Kısayolları

END (Etkin pencerenin sonunu göster)

HOME (Etkin pencerenin başını göster)

NUM LOCK+Yıldız İşareti (*) (Seçili klasörün altındaki tüm alt klasörleri göster)

NUM LOCK+Artı işareti (+) (Seçili klasörün içeriğini göster)

NUM LOCK+Eksi işareti (-) (Seçili klasörü daralt)

SOL OK (Geçerli seçim genişletilmişse daralt veya üst klasörü seç)

SAĞ OK (Geçerli seçimi daraltılmışsa görüntüle veya ilk alt klasörü seç)

 

Karakter Eşlem İçin Klavye Kısayolları

Karakter kılavuzunda bir karakteri çift tıklatırsanız, kılavuz üzerinde klavye kısayollarını kullanarak hareket edebilirsiniz:

 

SAĞ OK (Sağa veya sonraki satırın başına git)

SOL OK (Sola veya önceki satırın başına git)

YUKARI OK (Bir satır yukarı git)

AŞAĞI OK (Bir satır aşağı git)

PAGE UP (Bir defada bir ekran yukarı git)

PAGE DOWN (Bir defada bir ekran aşağı git)

HOME (Satırın başına git)

END (Satırın sonuna git)

CTRL+HOME (İlk karaktere git)

CTRL+END (Son karaktere git)

ARA ÇUBUĞU (Bir karakter seçildiğinde Büyütülmüş ve Normal modlar arasında geçiş yap)

 

Microsoft Yönetim Konsolu (MMC) Ana Pencere Klavye Kısayolları

 

CTRL+O (Kaydedilmiş bir konsolu aç)

CTRL+N (Yeni bir konsol aç)

CTRL+S (Açık konsolu kaydet)

CTRL+M (Bir konsol öğesi ekle veya kaldır)

CTRL+W (Yeni bir pencere aç)

F5 tuşu (Tüm konsol pencerelerinin içeriğini güncelleştir)

ALT+ARA ÇUBUĞU (MMC penceresi menüsünü görüntüle)

ALT+F4 (Konsolu kapat)

ALT+A (Eylem menüsünü görüntüle)

ALT+V (Görünüm menüsünü görüntüle)

ALT+F (Dosya menüsünü görüntüle)

ALT+O (Sık Kullanılanlar menüsünü görüntüle)

 

MMC Konsol Penceresi Klavye Kısayolları

 

CTRL+P (Geçerli sayfayı veya etkin bölmeyi yazdır)

ALT+Eksi işareti (-) (Etkin konsol penceresi için pencere menüsünü görüntüle)

ÜSTKRKT+F10 (Seçili öğe için Eylem kısayol menüsünü görüntüle)

F1 tuşu (Seçili öğe için varsa Yardım başlığını aç)

F5 tuşu (Tüm konsol pencerelerinin içeriğini güncelleştir)

CTRL+F10 (Etkin konsol penceresini büyüt)

CTRL+F5 (Etkin konsol penceresini geri yükle)

ALT+ENTER (Seçili öğe için varsa Özellikler iletişim kutusunu aç)

F2 tuşu (Seçili öğeyi yeniden adlandır)

CTRL+F4 (Etkin konsolu kapat. Bir konsolun tek bir konsol penceresi varsa, bu kısayol konsolu kapatır)

 

Uzak Masaüstü Bağlantısı Gezintisi

 

CTRL+ALT+END (Microsoft Windows NT Güvenlik iletişim kutusunu aç)

ALT+PAGE UP (Programlar arası soldan sağa geçiş yap)

ALT+PAGE DOWN (Programlar arası sağdan sola geçiş yap)

ALT+INSERT (Programlar arasında en sık kullanılma sırasına göre dön)

ALT+HOME (Başlat menüsünü görüntüle)

CTRL+ALT+BREAK (İstemci bilgisayarını bir pencere ve tam ekran arasında geçiş yap)

ALT+DELETE (Windows menüsünü görüntüle)

CTRL+ALT+Eksi işareti (-) (Etkin pencerenin anlık görüntüsünü Terminal Server panosunda istemciye yerleştir ve aynı işlevselliği yerel bilgisayarda PRINT SCREEN’e basarak sağlayın.)

CTRL+ALT+Artı işareti (+) (Etkin istemci penceresinin tamamının anlık görüntüsünü Terminal Server panosuna yerleştir ve aynı işlevselliği yerel bilgisayarda ALT+PRINT SCREEN’e basarak sağlayın.)

 

Microsoft Internet Explorer Gezintisi

 

CTRL+B (Sık Kullanılanları Düzenle iletişim kutusunu aç)

CTRL+E (Arama çubuğunu aç)

CTRL+F (Bul yardımcı programını başlat)

CTRL+H (Geçmiş çubuğunu aç)

CTRL+I (sık kullanılanlar çubuğunu aç)

CTRL+L (Aç iletişim kutusunu aç)

CTRL+N (Aynı Web adresiyle tarayıcının başka bir örneğini aç)

CTRL+O (Aç iletişim kutusunu aç, CTRL+L ile aynı)

CTRL+P (Yazdır iletişim kutusunu aç)

CTRL+R (Geçerli Web sayfasını güncelleştir)

CTRL+W (Geçerli pencereyi kapat) mtsDONANIM PARÇALARImts

 

ANA KARTLAR

Anakart, bilgisayarınızın hızı ile doğrudan etkilidir. Ek kartlar, sürücüler ve bağlantılar anakart üzerinde yeralır. Anakart, terfi olanaklarını belirleyen ana parça olduğu için özenle seçilmesi gerekir.

Pentium II anakartlarında ilk önce FX yonga seti kullanılırken, şu anda LX ve BX yongası hakim olmuştur. LX ve BX anakartlar arasındaki temel farklar, BX' in 333 MHz 'den daha hızlı işlemcileri de desteklemesi, 100 MHz SDRAM desteği, 100 MHz sistem(Bus) hızı desteğidir. BX yonga setli kartlar piyasaya çıkmadan önce ISA slot bulunmayacağı belirtiliyordu, fakat öyle olmadı. Hala BX chip setli anakartlar üzerinde az da olsa ISA slotlara yer veriliyor. FX hariç, LX ve BX yonga setli anakartlar AGP (Accelerated Graphics Port – Türkçe’siyle Hızlandırılmış Grafik kapısı) adı verilen yeni bir yuva barındırıyorlar. Bu yuva ekran kartları için geliştirilmiştir ve ekran kartları bu yuvada PCI yuvalardan çok daha hızlı çalışmaktadır.

Anakartların bir diğer gruplanma şekli de, kullanılacakları kasanın yapısına göredir. Piyasada genellikle Mini Tower boyunda satılan AT yapılı kasalara uygun anakartlar, Baby AT adıyla anılır. ATX yapılı, otomatik kapanmalı, ayrı bir yerleşim düzenli, pratik sökme takmalı, modern güç kaynakları ve daha iyi soğutmalı kasalara göre yapılan anakartlar, ATX yapılı anakartlar olarak belirtilir. Pentium, Pentium MMX, Pentium II ve Celeron işlemcili anakartların Baby AT ve ATX yapılı modelleri bulunur. Pentium II ve Celeron' lar da genellikle ATX tercih edilir. Bir de yeni çıkan NLX yapılı kasa ve anakartlar var. NLX yapısında, genişleme yuvalarının ve bunları takılı kartların bulunduğu kısım, pratik bir şekilde anakarttan sökülerek kasadan dışarı çıkarılabilir. Böylece, bir mandalı gevşetip tüm kartları dışarı çekerek gerekli değişiklikleri yapabilirsiniz. NLX yapılı anakartlar, ekran kartı, ses kartı ve ağ kartı üzerinde entegre edilmiş şekilde gelir. Anakartın üzerinde bulunan ekran, ses ve ağ kartlarından daha kalitelilerini kullanmak istiyorsanız, entegre olanı iptal edip, istediğiniz kartı ayrıca takabilirsiniz.

Anakart seçiminde dikkat edilmesi gereken bir konu, genişleme yuvalarının sayısıdır. Genişleme yuvaları, ekran kartı, ses kartı, faks-modem kartı, ağ kartı, SCSI kartı gibi eklentilerin takıldığı yuvalardır. Ne kadar çok boş yuvanız olursa o kadar çok kart ilave edebilirsiniz. Piyasada, ekran kartları AGP ve PCI, ses kartları, modemler ve ağ kartları ISA ve PCI olarak bulunur. Ekran kartının AGP olanını, diğer tüm kartların PCI olanlarını, anakartın da en çok PCI yuvaya sahip olanını tercih ederseniz, ideal bir seçim yapmış olursunuz. Alacağınız Pentium II anakartların ATX yapılı, 4 adet Ram bellek yuvalı, BX yonga setli olanını seçmenizi öneririz. Entegre SCSI, klavyeden, fareden, modemden açılma gibi özellikleri olan anakartlar da değerlendirmede artı puan kazandırır. Pentium anakartların çift işlemci takılabilenleri de vardır. Bu tür anakartları da kullanacağınız işlere göre seçmelisiniz. Celeron işlemciler için, EX yonga setli ayrı bir model anakart bulunur. Anakartların üzerinde bulunan yuvalar hakkında bilgi sahibi olmanız için bu konuları ele almak istedim. Elinize bir Anakart geçtiğinde, Anakart üzerindeki yuvalar hakkında az da olsa bilgi sahibi olmanız gerekiyor. Çünkü bir Anakart almak isterseniz, isteğinize uygun olup olmadığını belirleyebilmelisiniz.

Anakartlar, CPU yani mikroişlemci için yuva, ram yuvaları, PCI, ISA ve son çıkan Anakartlarda bulunan AGP yuva, Hard Disk, Cd-Rom ve Disket Sürücülerinin bilgi kablolarının takılması için yapılmış yuvalar, yazıcı , mouse gibi dış birimlerin takılabilmesi için gereken Com yuvaları gibi başlıca bölümlerden oluşmuştur. Bunları aşağıdaki resimde görebilirsiniz. Bu Anakart üzerinde 3 adet PCI yuva bulunmaktadır. Bu yuvalara PCI yapılara göre hazırlanmış kartlar takılabilir. Bu kartların özelliği ise 32 bit çalışma hızına sahip olmalarıdır. Bilgisayarlarda işlemler bit dediğimiz 0 ve 1' lerle yapılır. Bilgisayar dilinde 0 'ın anlamı elektriğin yok, 1 ise var olduğunu belirtir. Bilgisayar sistemleri işte bu mantık üzerine kurulmuştur. Bunlar bilgisayar içindeki elektronik devrelerce yorumlanarak işlem görürler. PCI slotlar 32 bit çalışıyor dediğimizde ise, aynı anda 32 tane 0 ve 1 kodlarının bilgisayar içindeki elektronik devrelere gönderilerek yorumlanması akla gelmelidir. Bu da kartın hızını etkiler. Size bu durumu bir örnekle açıklayalım. Bu arada bu örneği ISA ve PCI yuvalar arasında bir karşılaştırma yaparak anlatalım. ISA yuvalar 16 Bit çalışma mantığına göre yapılmışlardır, aynı anda 16 tane 0 ve 1 kodunu bilgisayar içindeki elektronik devrelere aktarabilir. Şimdi ISA ve PCI yuvaları karşılaştıralım. Önce 16 ve 32 bit terimlerini bir yolun genişliği olarak düşünelim. Dolayısıyla 16 şerit genişliğindeki yoldan aynı anda geçebilecek araç sayısı 32 şerit genişliğindeki yoldan aynı anda geçebilecek araç sayısından daha azdır. Bu arabaları bilgi olarak kabul edersekte ISA ve PCI yuvalar arasındaki hız farkını anlamış oluruz. İşte 32 Bit, 16 Bit gibi terimleri duyduğunuzda aklınıza bu örneği getirin. Örneğin, bir TV kartı alacağınızda ISA aldığınız zaman PCI Tv kartından daha yavaş olduğunu bilin ve seçiminizi buna göre yapmaya çalışın. Son çıkan Anakartlarda artık ISA yuvalara az yer veriliyor. Hatta yakında Anakartlar üzerinde ISA yuvalara rastlanmayacaktır. Bu yüzden bir Anakart almak istediğinizde Anakartın en az 5 PCI yuvaya sahip olmasına dikkat edin. Şu anda yapılan kartların çoğu da PCI yapılara göre yapılmaktadır. Çünkü bilgisayarınıza yeni kartlar eklemede zorluk çekebilirsiniz.

CPU yuvalarında, aşağıda görmüş olduğunuz Anakart üzerinde iki tip işlemci yuvası bulunur. Normalde bu yuvalardan yalnızca bir tanesi Anakart üzerinde yer alır. Bu anakartta ise, hem Celeron işlemciler için yapılmış olan socket PGA 370 dediğimiz yuva, hemde PII işlemciler için yapılmış olan Socket 1 yuva bulunmaktadır. Bu soketlere takılan işlemciler, işlemcinin gerek mimarisi gerekse boyutları açısından birbirinden farklıdır. Bu yüzden işlemcilerin modeline göre yuvalar yapılmaktadır. Celeron bir işlemci almak isterseniz socket PGA 370 CPU yuvasını üzerinde bulunduran bir Anakart alabilirsiniz. (Celeron işlemciler ilk çıktıklarında Socket 1- PII yuvalarına takılabilir olarak üretildiler.) Yeni çıkarılan Celeron işlemciler socket PGA 370'e göre üretilmeye başlandı. Piyasasa Slot 1'e göre yapılmış Celeron işlemciler hala var. Eğer şimdi Celeron işlemcili bir makina alıp daha sonra PII ye terfi etmek istiyorsanız aldığınız Anakartın Slot 1 CPU yuvasına sahip olanını, Celerondan vazgeçmeyeceğim derseniz, Socket PGA 370 CPU yuvası bulunduranını seçmelisiniz. Eğer Socket PGA 370'li bir Anakart alır ve sonra PII' ye geçmek isterseniz, Anakartınızı da değiştirmek zorunda kalırsınız. Socket 1 ve Socket PGA 370' e takılan CPU'ları görmek isterseniz aşağıdaki resim üzerinden yuvaları tıklamanız yeterli olacaktır.

Ram yuvaları aşağıdaki resimde DIMM1 ve DIMM2 olarak adlandırılmıştır. Bu yuvalar 168 pin, 168 iğneli SD-RAM'ler için yapılmış yuvalardır. Bu Anakart üzerinde yalnızca 2 tane bulunmaktadır. Bu sayı Ram yuvaları için oldukça az, anakartınızı seçerken, ilerde bellek artırmakta sıkıntı yaşamak istemiyorsanız, en az 3 ya da 4 adet Ram yuvası olanından seçmenizi öneririz.

AGP slot Anakart üzerinde yalnızca bir tane vardır. AGP slotlar Ekran Kartları için özel yapılmışlardır. 128 bit çalışan bu yuvalar işlemciye yakın olarak tasarlanmıştır. Bunun sebebi ise, işlemci ile daha hızlı bilgi alışverişini sağlamaktır. Bu yuvalar şu an üretilen bütün Anakartlarda bulunmaktadır. Ekran kartı alırken AGP yapılı almanızı öneririz. Ekran Kartları aynı zamanda PCI olarakta üretilmekte ama aralarında çok belirgin hız farkı olduğu için seçimlerinizde bunu da göz önünde bulundurmalısınız.

Anakartlar üzerinde standart olarak 2 Harddisk, 1 de Disket sürücüsü için yuvalar vardır. Bu yuvalara Data kabloları dediğimiz kablolar takılır ve diğer ucuda Harddisk, CD-ROM sürücü ya da Disket sürücülerine takılarak veri iletişimi sağlanır. Bir Anakarta Maksimum 4 adet Harddisk ya da CD-ROM takılabiliyor. Disket sürücüler ise en fazla 2 adet takılabilir. Bunlar genelde standarttır. Bu yuvalar aşağıdaki resimde IDE1, IDE2 ve FDD olarak adlandırılmış. IDE1 ve IDE2'ye Harddisk ya da CD-ROM sürücüleri takılabilir. FDD yazan yere ise Disket sürücüleri takılır.

Com yuvaları. Aşağıdaki resimde com yuvaları Anakartla birleşik olarak dizayn edilmiştir. Fakat bazı Anakartlarda bu biraz daha farklıdır. Com yuvaları için ayrı bir bölüm oluşturulur ve data kabloları sayesinde bilgisayar kasasının arkasına monte edilir. Fakat resimdeki Comlar Anakart üzerinde yapılmış olarak üretilmiştir. Bunun nedeni ise, ATX yapılı kasalar için üretilmiş olmasıdır. Com portları kısaca tanıyalım. COM1 Mouse Bağlantısı için, COM2 bilgisayarın dışına takılabilen modemler ve diğer Com2'den iletişim kurabilen aygıtlar için bağlantı noktasıdır. PARALEL PORT ise yazıcı bağlantısı için gereken porttur. GAME PORT Joystik bağlamak için bağlantı noktasıdır. Bunların dışında aşağıdaki Anakartta MIC (mikrofon girişi), LINE IN (Dışarıdan ses girişi) ve LINE OUT'u (Hoparlör çıkışı) görüyoruz. Bu da Anakart üzerinde üretilmiş olan bir seskartı olduğunu gösteriyor. Bu her Anakartta olmayan bir özelliktir. Bazı Anakartlar bu tür kartları üzerinde barındırarak üretilir. Örnek anakartımızda, ses kartı ile birlikte üretilen modeldir. Anakartımızda bunlarda ses kartının çıkışlarıdır.

Diğer bir portta, USB dediğimiz Universal Seril Bus yer almaktadır. Bu porta uygun olarak üretilen aygıtlar bilgisayara dışarıdan bağlanabilir. Örneğin, USB Mouse'ları COM1'den değilde, USB porttan çalışırlar, başka elemanlar da bu ortak port üzerinden çalıştırılabilmektedir. Bu portun yapım amacı ortak bir port kullanmaktır. Bir başka bölüm ise aşağıda KBMPS-2 yazan klavye girişidir. Buraya da klavye takılır. Bu portun hemen üstünde PS2 dediğimiz mouse'lar için bir diğer port vardır. Buraya da PS2 mouse'lar takılabilmektedir. Anakartı dış birimlere bağlayan noktalarda bunlar. Bunlar her Anakartta mevcuttur, genel olarak Portlar ve Com'lar olarak adlandırılırlar. Ancak yerleşimleri Anakartların takılacakları kasaya göre yapılır. Anakartınızı ATX bir kasaya takacaksanız yapmanız gereken yalnızca ATX uyumlu bir Anakart almaktır.

Son olarak Anakart üzerinde göze çarpan ATX Power yuvası. Bu yuva sayesinde ATX bir Kasadan Anakartınızın çalışması için gereken elektrik sağlanır. "Power Supply" dediğimiz ve bilgisayar kasasının içinde bulunan bu güç ünitesi sayesinde bilgisayara gerekli elektrik enerjisi elde ediliyor. Bu yuva, son çıkan Anakartların yaklaşık hepsinde var.

 

ANAKART ÇEŞİTLERİ VE BUNLARI BELİRLEYEN ÖZELLİKLER

Anakartlar, öncelikle üzerine takılacak işlemciler bazında gruplara ayrılır. Pentium ve Pentium MMX’ ler için aynı, Pentium II, Pentium III, Celeron ve Pentium Pro işlemciler için ayrı ayrı anakartlar kullanılır. Aynı işlemci için tasarlanmış anakartlar, içerdikleri yonga setine bağlı olarak alt gruplara ayrılır. Pentium anakartlar için FX, Pentium MMX anakartlar için VX, HX ve TX yonga setine sahip anakartlar üretildi. FX, uzunca bir zaman önce ortadan kalktı. Diğerleri de piyasadan kalkmak üzere olduğu için, teknik ayrıntılara girmeye gerek yok. Pentium II’ den önce , anakartlar içerdikleri ön bellek miktarına göre de ayrılırdı. Pentium II anakartlarda ilk önce FX yonga seti kullanılırken, şu anda LX, EX, BX ve ZX yongası kullanılmaya başlandı. Anakartların bir diğer gruplama şekli de, takılacakları kasanın yapısına göredir. Piyasada genellikle Mini Tower kasalara uygun AT yapılı anakartlar, Baby At adıyla anılır. ATX yapılı, otomatik kapanmalı, ayrı bir yerleşim düzenli, pratik sökme takmalı, modern güç kaynakları ve daha iyi soğutmalı kasalara göre yapılan anakartlar, ATX yapılı anakartlar olarak belirtilir. Pentium, Pentium MMX, Pentium II , Pentium III ve Celeron işlemcili anakartların Baby AT ve ATX yapılı modelleri bulunmaktadır. Pentium II, Pentium III ve Celeron' lar da genellikle ATX seçilmektedir. Bir de yeni çıkan NLX yapılı kasa ve anakartlar var. NLX yapısında, genişleme yuvalarının ve bunlara takılı kartların bulunduğu bölüm, pratik bir şekilde anakarttan sökülerek kasadan dışarı çıkarılabilir. Böylece bir mandalı gevşetip tüm kartları dışarı çekerek gerekli değişiklikleri yapabilirsiniz.

 

CD’ LER

CD, yüksek ses kalitesiyle yıllardır müzik için kullanılmıştır. Bu CD'lere "Audio CD" adı verilir. En fazla 74 dakika süre ile yüksek kalitede ses verebilmektedir. Kayıtlar dijital yapıldığından ses kalitesi iyidir. CD'ye dijital ses kaydından sonra dijital veriler kaydedilmeye başlandı. Bunlara da "Data CD" adı verildi. Gerek Audio gerekse Data CD'lerinin yapıları ve çalışma prensipleri aynıdır.

 

CD'ler üç katmandan oluşur, en altta lazer ışınını geçiren saydam bir tabaka, alt kısmına dataların yazıldığı alüminyum katman ve en üstte de renkli (koruma) tabaka vardır. Renkli tabakanın bulunduğu tarafa yazı yazılabilir ya da resim yapılabilir. Bu işlemler CD'yi etkilemez fakat diğer yüzeyde oluşan ufak bir çizik bile CD'nin okunmamasına neden olabilir.

 

Dijital elektronik "0" ve "1"'lerden oluşur. CD'ye dijital kayıt "0" ve "1"'ler kullanılarak yapılır. CD'nin alt yüzeyi incelenirse merkezden çıkan spiral biçiminde bir yol üzerinde dizilmiş çukurlar(pit) ve tümsekler(land) görülebilir. Bunlar 0 ve 1'leri ifade eder. CD'nin çok kolay bir çalışma mantığı vardır. Eğer ard arda gelenler aynıysa, değeri "0", eğer düzen bozuluyorsa "1" bulunur. Bu şekilde tümsekler ve çukurlar anlam kazanır.

 

 

CD ROM Sürücüleri

CD ROM sürücüleri dört parçadan oluşmaktadırlar. Bunlardan üçü step motor diğeri ise bir devredir. Tepsiyi hareket ettiren motor, CD'yi döndüren motor, lazeri taşıyan motor ve de CD'den oluşabilecek hataları düzeltebilen bir devreyi içeren kart.

 

CD-ROM içinde veriler 2 KB'lik sektörler içinde saklanır. Byte'ların birçoğu hata tespiti ve düzeltmesi için ayrılmıştır. 1 KB'lik veriyi işlemciye yollanmadan önce, ilgili kısım, sürücü tarafından dört kez okunur.

 

Hata düzeltmenin gerekliliği CD'leri yakından inceleyince daha iyi anlaşılır. Parmak izleri, tozlar, çizikler yansıma prensibini bozabilecek sorunlardır. Hata düzeltme mekanizması, çeşitli sebeplerle düzgün yansımayı engelleyen bu sorunlarla başedebilmeli ve güvenlik verilerinden hareketle hataları düzeltebilmelidir. Sürekli daha da hızlanan sürücülerde hata düzeltme için gerekli olan süre de gittikçe azalıyor. Sürücü hatayı düzeltecek zamanı bulamayınca, hızını düşürerek gerekli düzeltmeyi yapar. Çizik bir CD'yi, CD sürücü kimi zaman okuyamazken, kimi zaman da çok düşük hızda okur.

 

Şu an piyasada 50X CD sürücüler bulunmaktadır. CD'nin 1X'i saniyede 150 Kb bilgi transferi demektir. Bu da 50X CD sürücü ile saniyede 7.5 MB bilgi transfer edebileceğimizi gösterir.

 

Öneriler

1- CD'lerinizin parlak kısmına pek dokunmayın,

2- Parlak kısım kirlendiğinde, pamuğa biraz alkol(ya da kolonya) dökerek dairesel silin,

3- CD'nizi CD sürücüden çıkardıktan sonra ya kutusuna koyun ya da parlak kısım yukarı gelecek şekilde bir yere koyunuz

 

DVD

DVD ilk önceleri "Digital Video Disk" anlamına geliyordu. Bunun temel nedeni, ilk uygulamaların video alanında ortaya çıkmış olmasıdır. Fakat bir süre sonra, veri saklama uygulamalarının da önemli olduğu anlaşılmış ve DVD "Digital Versatile Disk (Çok-yönlü Sayısal Disk)" anlamında kullanılmaya başlanmıştır. DVD'nin manyetik floppy sürücülerin yerini alabilmesi için şu koşulların yerine gelmesi gerekir;

 

- Herkes tarafından benimsenen bir standart,

- Yüksek kapasite,

- Düşük maliyet,

- Mevcut CD'ler ve gelecekteki DVD'lerle uyumluluk,

- Yüksek güvenilirlik,

- Çeşitli disk formatları için tek bir sürücü.

 

Disk, standart ses CD'lerinde olduğu gibi 120 mm çapındadır. Fakat kullanılan lazer dalga boyu daha kısadır (650 nm). Daha ince ışın demeti sayesinde, disk üzerindeki çok daha küçük girintiler (çukurlar) okunabilmekte ve yüzey üzerine bu girintilerden daha fazlası yerleştirebildiğinden, DVD'de kapasite artışı sağlanabilmektedir.

 

Tek yüzlü tek katmanlı DVD ROM'un kapasitesi 4.7 GB'dir. Bu kapasite, 3400 adet bilgisayar floppy disketine eşdeğerdir. Bu ise 4.7 GB'lik bir DVD'nin 9 saatlik müzik veya 5000 tane 300 sayfalık romanı saklayabileceği anlamına gelir. Bir yüzündeki tek katmanda 2.6 GB veri saklayabilmesi ile tekrar yazılabilir DVD ROM, alışılagelmiş CD ROM'a göre dört kat daha fazla bilgi saklayabilir. En son nesil yüksek performanslı video DVD ROM 17 GB'lik kapasiteye sahip olacaktır. Bu ürün çift taraflı olup, iki katmandan oluşur .

 

DVD'nin Çalışma Şekli

DVD'nin çalışma şekli CD ile aynıdır. Diske bir lazer ışını gönderilir, eğer ışın tepeye denk gelirse doğrudan geri yansır, bu yansıyan ışın prizma aracılığı ile foto elektrik hücreyi ( foto diyot ) uyarır. Eğer ışın çukura denk gelirse ışın farklı yönlere yansır, böylece ışın foto diyot'u uyarmaz. Foto diyot'un aldığı bu uyarılar "0" ve "1"'lere dönüştürülür ve bunlarda lojik ( dijital ) bilgiyi oluşturur.

 

EKRAN KARTLARI

Bilgisayarın vazgeçilmez parçalarından biri monitördür. Bilgisayarın çıktı birimlerinden biri olan monitör bir bağdaştırıcı olmadan hiç bir işe yaramaz. Bu bağdaştırıcıya ekran kartı veya grafik kartı adı verilir.

Ekran kartının görevi, CPU(merkezi işlemci birimi)'nin işledigi bilgilerin çıktılarının ekrandan görülmesini sağlamaktır. İşlemcinin işlediği bilgileri işleyerek monitöre video sinyali olarak gönderir.

Bir ekran kartı bir video denetleyicisi, bir ekran belleği veya video RAM ve bir karakter üreticiden oluşur. Ekran kartı monitöre sürekli bir video işareti yollar. Video denetleyicisi Video RAM'da saklanan bilgileri düzenli aralıklarla okur ve bu bilgiyi monitöre video işareti olarak gönderir.

Video RAM'ın bir saniyede kaç kez okunduğunu ve monitöre gönderildiğini gösteren değere grafik kartının resim frekansı denir. Resim frekansının değeri grafik kartının kalitesini belirleyen faktörlerden biridir.

Şu anda piyasada bulunan ortalama bir ekran kartı rahatlıkla 1024 x 768 piksel ekran çözünürlügünde 24 bit(16milyon renk) renk derinliğinde 75Hz'lik resim frekansı ile görüntü verebilir.Bu işlem için ortalama 2-4 MB RAM kullanılır. Kullanılan RAM'ı hesaplamak istersek

1024 x 768 x 24 = 18,874,368 bit = 2,359,296 Byte

 

Ekran kartlarını şu şekilde sınıflandırabiliriz:

Monokrom Ekran Bağdaştırıcısı (Monocrome Display Adapter - MDA)

Herkül Grafik Kartı (Hercules Graphic Card - HGC)

Renkli Grafik Bağdaştırıcısı (Color Graphic Adapter - CGA)

Geliştirilmiş Grafik Bağdaştırıcısı (Enhanced Graphic Adapter - EGA)

Video Grafik Dizisi (Video Graphic Array - VGA)

Monokrom Ekran Bağdaştırıcısı (Monocrome Display Adapter - MDA)

İlk IBM PC'ler sadece metni görüntüleyebilen Monokrom Ekran Bağdaştırıcısı kullanıyordu. Bu kart grafik görüntüleyemiyordu. Bu kart 80 karakterlik 25 satır görüntüleyebiliyor ve 4K'lık bir video RAM taşıyordu.MDA'nın ROM'u her karakterin şeklini bir ASCII tablosunda her karakter için 14 x 9 piksel çözünürlükte bulundurur. Video denetleyicisi görüntülenmesi gereken karakterin ACSII koduna göre ROM'dan uygun piksel matrisini okuyarak bu bilgiyi seri bir işaret şeklinde monitöre gönderir.

Herkül Grafik Kartı (Hercules Graphic Card - HGC)

1982'de Herkül Grafik Kartlarını çıkması ile kullanıcılar nihayet metin ve grafigi birlikte görüntüleyebiliyorlardı.

80 x 25'lik ekran kipini destekleyen bir kart tamamen MDA uymluydu ve aynı zamanda 720 x 350 piksel çözünürlükte bir grafik kipi vardı. Ancak Hercules kartı sadece monokrom veya tek renkli grafikler için uygundu.

720 x 350 piksellik çözünürlüğe ulaşmak için video RAM'ın oldukça büyültülmesi gerekmişti. Metin ve diğer bilgi parçalarını görüntülenmesi için Hercules grafik kartının toplam 64K video RAM'ı vardı.

Hercules grafik kartının video denetleyicisi 6845 , bir saniyede 50 defa video RAM'ın içeriğini okuyarak ekrana yansıtır. Yani resim frekansı 50 Hz'dir. Bunu insan gözü algılayamaz.

HGC 14 x 9 piksellik karakter matrisi nedeniyle metin ve rakamların görüntülenmesi için fazlasıyla yeterlidir. En gelişmiş grafik standardı VGA bile HGC'nin metin çözünürlüğünden çok fazla iyi değildir. Ancak 50Hz'lik nispeten düşük resim frekansı ekran önünde uzun çalışmalar için (günde 4 saatten fazla) uygun değildir. Bunu için bir PC iş istasyonunda Hercules grafik kartı kullanılmaz.

Renkli Grafik Bağdaştırıcısı (Color Graphic Adapter - CGA)

IBM 1981'de PC'ler için Renkli Grafik Bağdaştırıcısını piyasaya sürdü. CGA PC'ler için ilk grafik yeteneği olan karttı. Bu kart Hercules kaertının 6845 yongasını kullanır. Metin modunda CGA kartı aynı Monokrom Ekran Bağdaştırıcısı gibi çalışır, ancak CGA kartı 8 x 8'lik bir karakter matrisi kullanmaktadır. Dolayısıyla metin görüntüsünün çözünürlüğü pek iyi olmadığından CGA standart metin işleme için uygun değildir.

CGA, grfik kipinde değişik çözünürlüğe ve renklere sahiptir. Her piksel için görüntüleme bilgisi en fazla üç nitelikten oluşur. Bu yolla üç temel renk sayısal olarak en fazla 8(2x2x2) renk elde edilmesinde kullanılır. Bir parlaklık değeri eklenerek16 değişik renk tonu görüntülemek mümkündür.

16 renk ile 160 x 100 piksel

4 renk ile 320 x 200 piksel

2 renk ile 640 x 200 piksel

Daha fazla renk kullanmak çözünürlüğü düşürür. Dört renkli ekran genellikle renk ve çözünürlük arasındaki en iyi uyumu gösterdiği için en fazla kullanılır. Farklı grafik çözünürlükleri uygulama yazılımı tarafındanerişilip aktifleştirilir. CGA kartı genellikle metin kipinde çalışır.

Geliştirilmiş Grafik Bağdaştırıcısı (Enhanced Graphic Adapter - EGA)

1985'de IBM EGA'yı çıkarttı. bu daha yüsek çözünürlüklü ve daha kaliteli renkli ekranı olan bir karttır. Bu genişletilmiş grafik bağdaştırıcısının çözünürlüğü CGA ile karşılaştırıldığında çok daha iyidir. Metin kipinde 640 x 350piksel çözünürlükte 16 renk görülebiliyordu.

Grafik kipinde EGA kartlarının iki çözünürlüğü vardır: 640 x 200 ve 640 x 350. Her iki çözünürlüktede renk bilgisi için 4 bit ayrılmıştır. Eğer kartta 256K video RAM varsa bu 16 renkli bir palet sağlar.

Bir EGA ekranında aynı anda 64 renkli bir paletten seçilen 16 rengigörüntüleyebilir. EGA kartını karakter matriside HGC gibi 14 x 9 pikselden oluşan bir matristir.

640 x 350 piksel yüksek çözünürlük 80 karakterli 25 satır veya 80 karakter 43 satır görüntülemenize izin verir.

EGA'nın eski CGA'dan önmli bir farkı EGA'nın kendi BIOS'unun olmasıdır. PC sisteminin her soğuk açılışında grafik bağdaştırıcının BIOS'u aktifleştirilir; hatta grafik BIOS'u sistemin kendi BIOS'undan önce başlar. Grafik kartı önce sisteme varlığını bildirir ve sonra video kesme adreslerini kendi adresleri ile değiştirir.

Video Grafik Dizisi (Video Graphic Array - VGA)

1987'de IBM PS/2'lerle birlikte piyasaya sürülüşünden itibaren yeni yeni bir standardı başlattı. Dahada gelişmiş çözünürlüğün yanı sıra VGA 262,144 renk tonuna bir paletten seçilebilen 256 renk görüntüleyebiliyordu.Bunun sayesinde diğerlerine fark attı.

Video RAM öncelikle 512K'ya daha sonra 1024K'ya uzatıldı. Bu sayede sekiz bitlik 1024 x 768 piksel gibi çok yüksek çözünürlükler mümkün oldu. Ancak 512K'lık artan bellek kapasitesi PC'nin veri yoluna 16 bit ile bağlanmayı zorunlu hale getiriyordu.

Eski grafik kartları sadece 8 bit fomatlarında vardı, çünkü daha fazlası gerekmiyordu.Ancak VGA kartları artık genellikle 16 bit formatında bulunmaktadır. Bu format hiç bir zaman açık bir şekilde tanımlanıp dökümanları oluşturulmamıştır olmasına karşın "Süper VGA" standardı olarak adlandırılır.

VGA kartlarının enbüyük avantajı, monitöre anlog işaret göndermesidir. Sayısal(dijital) işaret "0"(yok) ve "1"(var)'lerden oluşur, arası yoktur. Analogta ise "0" ile "1" arasında anlamlı bir çok değer vardır. Monitöre dört tane sinyal gider. Bunlar üç ana renk(kırmızı ,mavi, yeşil) ve parlaklık. Mesela EGA'da kırmızı renk "1" diğerleri "0" ise koyu kırmızı rengini görebiliriz. VGA'da ise kırmızının yüzlerce tonunu görebiliriz. Bu şekilde milyonlarca renk elde edilebiliyor.

VGA'nın metin kipi Hercules kartından biraz daha iyi olan 720 x 400 pikselden oluşur. Her karakter 14 x 9 piksellik bir matrisle tanımlıdır. Bu halde VGA kartının diğer grafik kartlarından daha iyi görüntüsü vardır.

Bu nedenle uzun bilgisayar çalışmaları için VGA standardı en iyi grafik kartıdır. Kendinden önceki kartlarla tam uyumlu oldugu için yukarıda anlatılan standartların tümünü taklit edebilir. Böylece eski grafik kartları için tasarlanmış olan yazılımlar VGA standardı ile de çalışır.

 

Ekranlar

Ekranlar (monitörler) PC'nin en önemli çıktı birimidir. Monitörler yapıları bakımından ikiye ayrılırlar: Katot ışın tüplü (CRT: Chatode Ray Tube) ekran ve sıvı kristal ekran (LCD: Liquid Crystal Display).

CRT'nin (Chatod Ray Tube) Çalışması

Çalışma prensibi televizyon ile aynı olan katod ışınlı ekranlar, en çok kullanılan ekran çeşitidir. İlk zamanlarda sadece siyah üzerine yeşil yazı yazabilen ekranlar artık milyonlarca renkle resim gösterebilmektedirler.

 

Bilgisayarların ilk çıktıklarından bu yana bu ekranların temel yapılarında pek bir değişiklik olmamıştır. Bu ekranların içinde TV’ deki gibi bir trafo, gerekli ayarları yapan kartlar ve bir katod ışın tüpü vardır. Katod tüpü huniye benzeyen içindeki hava boşaltılmış, ön yüzeyi fosfor ile kaplanmış bir cam fanustur. Bu tüp de üç kısımdan oluşmaktadır: elektron tabancası (her bir noktayı oluşturacak olan elektronları hızlandırıp yönlendiren mekanizma), maske (sadece renkli ekranlarda bulunur ve üç temel renk olan kırmızı,yeşil ve maviyi içerir) ve fosfor tabakası (üzerine çarpan elektron parlar ve görüntüyü oluşturur.).

 

Elektron tabancasında hızlandırılan bir elektron ekran kartının istediği noktaya düşürülür. Elektronun düştüğü bu nokta fosforla kaplı olduğu için parlar. Bu işlem sol üst köşeden başlayarak, sırayla tüm satırların ve sütunların taranması ile devam eder. Bu tarama işlemi sonucunda görüntü elde edilir. Bu tarama işlemi, görüntünün rahatsız edici olmaması için çok hızlı olmak zorundadır. İnsan gözünün ortalama 25 görüntü hissedebilmesine karşın ekrandan alınacak görüntü saniyede 60 resimden az olduğu zamanlar gözü, kısa sürede yorar.

 

Renkli ekranları çalışması ise biraz farklıdır. Renkli ekranlarda fosfor tabakasından önce bir maske tabakası ve üç tane elektron kaynağı vardır. Bu elektron kaynaklarının her biri bir ana rengi(kırmızı, yeşil ve mavi) ifade eder (fakat çıkan elektronlar özdeştir). Maske ise üzerindeki renkli kanallara düşen elektronları renklendirerek fosfor tabakasına gönderir. Maskedeki üç ana rengin birleşmesi ile ekrandan milyonlarca renk görebiliyoruz.

 

LCD'nin (Liquid Crystal Display) Çalışması

Tüplü ekranlara göre çok ince ve hafif olan LCD'lerin yapısı çok farklıdır. Normalde düzensiz şekilde bulunan ve elektrik verildiği zaman düzenli bir sekil alan özel bir sıvı kristal içerir. Bu yapıyı oluşturmak çok zordur. Bu yüzden tüplü ekranlara göre fiyatları çok yüksektir. Gelişen teklonoji ile bu işlemlerin maliyeti düşerse LCD ekranlar tüplü ekranların yerini alabilirler.

 

Temel Özellikleri

Ekranlar, köşeden köşeye olan mesafeleri ile ifade edilir. 14", 15", 17" ve 21" gibi ebatlarda ekranları piyasada bulabilirsiniz.

Ekranlardaki görüntü piksel adı verilen noktalardan meydana gelir. Bir ekranın kalitesini belirleyen bazı kriterler vardır. Bunlar; piksel sayısı, piksellerin aralarındaki mesafe ve bu piksellerin tamamının saniyede kaç defa yenilendiğidir.

Bir ekranın çözünürlüğü yataydaki ve dikeydeki gösterebildiği piksel sayısıdır. Mesela 1024x768 denildiğinde anlıyoruz ki ekran 1024 sütun ve 768 satır gösterebilmektedir.

Tarama frekansı ise saniyede gösterebildiği görüntü sayısıdır. Ekran taramayı sol üst köşeden başlayarak teker teker tüm satırları tarayarak sağ alt köşede bitirir. Düşey tarama frekansı, her bir satırından saniyede kaç defa geçildiğinin bir ölçütüdür ve tarama frekansı ile aynı değere sahiptir. Yatay tarama frekansı ise sütunların taranmasının bir ölçütüdür. Değeri ise düşey tarama frekansı ile sütunların çarpımına eşittir.

Bir ekranın 800x600 çözünürlükte 85Hz tarama frekansı varsa, bu ekranın saniyede 85 defa görüntüyü yenilediğini ve yatay tarama frekansının 68000Hz (68kHz) olduğu anlaşılır.

Tarama frekansı insan sağlığı için çok önemlidir. 60 Hz'in altındaki ekranlar bariz şekilde titrerler ve uzun süre kullanımlarda gözü yorar. Şu anda piyasada 60 Hz ile 160 Hz arasında tarama frekansına sahip ekranlar var.

Doktorların Önerileri

- Monitör, pencerelerden veya aydınlatma gereçlerinden gelen ışıkların ekrandan yansıyamayacağı bir yere konulmalıdır.

- Tavan ya da duvarlara doğrudan ekranı gören ışık kaynakları konulmamalı. Oda, tavandan yansıyan ve çok parlak olmayan bir ışıkla aydınlatılmalıdır.

- Pencerelerde gün ışığı rahatlıkla kontrol edilebilmelidir.

- Ekranın, operatörün gözlerinden uzaklığı ortalama 45 cm., ekranın üst kenarı gözler hizasında ya da biraz altında olmalıdır.

- Çalışma masaları yansıtma yapmayacak biçimde mat ve koyu renkli olmalıdır.

- Ekran geriye doğru 15° eğimli olmalıdır.

- Çalışma sırasında, arada bir bilinçli olarak göz kapakları kapatılıp açılarak göz kuruması önlenebilir.

- Ekran aşırı parlak ya da karanlık olmamalıdır.

- Her bir saatlik çalışma sonunda gözler, 10 dakika kadar ekrandan başka yerlere bakılarak ve kısa süreler kapatılarak dinlendirilmelidir.

 

ETHERNET KARTLARI

Ethernet kartları network sistemlerinde veri iletişimini sağlan elemanlardır. Bu sayede de Network sistemleri dediğimiz birden fazla bilgisayarın birbiri ile iletişimi sağlanmış olur.

Ethernet kartları ISA veya PCI yuvalara göre hazırlanmışlardır. Üzerlerinde UTP ve BNC olmak üzere iki türlü yuva bulunmaktadır. Bazı ethernet kartları bu yuvaların her ikisinide üzerinde barındırmaktadır. Bu yuvalar iki ayrı ağ bağlantısı için kullanılmaktadır. Bunlar, UTP yani HUB lı sistemler için yuvadır. Diğeri ise BNC kablolarla kurulan ağlar içindir. Şimdi ethernet kartları kullanılarak kurulan network ağlarını inceliyelim.

 

NETWORK SİSTEMLERİ (BİLGİSAYAR AĞ SİSTEMLERİ)

Bilgisayar ağları tiplerine ve alanlarına göre çeşitlere ayrılır.

Alanlarına göre LAN, MAN,WAN

LAN (local area network): Yerel ağlar diye adlandırdığımız bu ağlar bina içersindeki veya bir kampüs içerisindeki bilgasayarları kablolama ile birebir iletişimini sağlayarak bir yerel ağ oluşturmamızdır.

MAN(metropol area network): Metropolitan ağlar diye adlandırdığımız ağlardır. MAN ağları birkaç local ağın birleştirilmesiyle oluşturulur. Örnek olarak bir firmayı ele alalım. Firmanın merkez binasındaki kurulan ağ yerel, bu firmanın birkaç şehirde şubeleri var ise bu şubelerde ki yerel ağlarıda biribiri ile baglantılı hale getirildiğinde metropolitan ağı elde etmiş oluruz.

WAN. (wide area network) : Geniş alan ağları ise yerel ve metropolitan ağların biribirlerine bağlantısı halinda oluşan ağdır. Yani ülkeler arası bilgisayar iletisimini sağlayan ağlardır. Bunuda örnekleyecek olursak; ele aldığımız firmanın yerel ve metropolitan ağını dünyaya açması ve diğer ülkelerdeki bilgisayarlarla kendi ağlarını buluşturma noktasıdır.

 

Network topology( bilgisayar ağ tipleri)

Mantıksal topology: Bir lan daki düğümler iki mantıksal metottan birini kullanarak mesajları ele alırlar. Ya mesajları sırsal (sequential) mantıksal topolojiyi kullanarak düğümden düğüme aktarırlar yada yayın (broadcast) mantıksal topolojisini kullanarak bütün istasyonlara aynı anda mesajları gönderirler. Ethernet ve ARCnet bir yayın topologysi, token ring ise sırasal teknik kullanırlar.

Star Topology: Yıldız tipi ağdır. En çok kullanılan network tipidir. Avantajı her bilgisayar için ayrı bir hat çekilmesi böylece bir terminalde oluşan sorun diğer terminallere engel teşkil etmemektedir. Bu topologyde dağıtıcı noktası veya kutusu mevcuttur. Son kullanıcılara bu dağıtıcı noktadan tek tek kablo vasıtası ile bağlanır. Bu ağlar için kullanılan kablolama sistemi CAT-3,4,5 vb. dir. Ayrıca hub dedigimiz paylaştırıcı (tek hatın band genişlini kullanıcı sayısına göre paylaştırılmasını sağlar) cihaz kullanılmaktadır.

Bus topology: Tek hat üzerinde terminallerin biribirine bağlantısı sağlanır. Maliyeti düşüktür. Dezavantajı herhangi bir terminalde sorun olduğunda diğer terminalleri etkilemesidir. Bu tipdeki ağda coax kablo kullanılır.

Ring Topology :Yüzük tipi ağdır. Bir bilgisayardan diğerine gönderilen paket yüzük etrafında dönerek paketi ulaştırır.

Bus topology: Ortak kablo üzerinde bilgisayarların bağlantısı gerçekleştirilir. Bu tologyde kablo bağlantıları bilgisayara girip sonradan çıkmazlar, eş eksenli T-Connektorlerle baglantı gerçekleştirilir. Otobüs tipi ağı denilmesinin sebebi. Otobüse binen yolcular ortak yolu kullanırlar ve duraklarında inerler. Bu tip topologyde gönderilen paket yerine ulaşıncaya kadar gider.

 

NETWORK SİSTEMLERİNDE KULLANILAN KABLOLAR

Twisted pair (dolanmış cift kablo) : Veri nitelikli dolanmış-çift telde dış aliminyum-yaprak ve örgülü-bakır koruma vardır. Dıştaki elektiriksel sesi azaltmak için özellikle böyle tasarlanmıştır. Genelde IBM-Token ring gibi sistemlerde kullanılırlar. Bu kablo tipi eş eksenli kablonun koruması ile korumasız dolanmış çift telin birleştirilmesi ile oluşturulmuştur. Bağlantıları yapmak ince ustalık ister ve pahalı bir kablolama sistemidir.bu kabloda D-kabuk Konnektörü kullanılır ve token ring adaptörüne takılır.

Eş Eksenli Kablo (Coax Kablo) : Eş eksenli kabloda bakır tel vardır. Bakır tel tek veya birçoktelden oluşabilir. Ve dışı bakır örgülü şerit veya metal yaprakla sarılmıştır. Şerit ve merkez iletken aynı eksen üzerindedir ve eş eksenli ismi buradan gelmektedir. Dış iletken iç iletkeni elektriksel sinyallerden korumaktadır. Bu kablonun konnektörleri kötü takıldığında bütün sistemi etkiler. Bu kablolama sisteminde T-konnektörler kullanılır.

Korumasız Telefon Teli (UTP) : Dolanmış çift tel kablodaki tellerin birbiriyle dolanmaları ile aralarındaki elektriksel ‘coupling’ ve dışardan aldıkları elektriksel ses azalır. Bu kablolar RJ-45 jackları ile sonlandırılarak ethernet kartlarına takılırlar.

Korumalı Telefon teli (STP): Korumasız çift telden tek farkı dolanmış tellerin etrafını metal yaprak sarmaktadır. Genellikle yoğun eleltriksel akımın olduğu ortamlarda tercih edilirler. Pahalı bir kablolama sistemidir.

Fiber Optik: Cam liflerden meydanan gelmektedir. Küçük laser veya ışık yayan diyotlar lifler üzerinden digital mesajın 0 ve 1 lerine karşılık gelen ışık darbeleri gönderir. Fiber optikler bakır telden bir çok avantajlı yönleri vardır. Elektrikden hiç etkilenmezler ve uzak mesafeler için idealdir. Büyük miktardaki verileri daha hızlı ve daha uzak mesafelere taşıyabilmektedir. Fiber optik kablolar için st veya sc konnektorler kullanılmaktadır. Fiber optik kabloyu bilgisayar baglantısını saglayan f/o portlu adaptör kartına ihtiyaç vardır.

 

NETWORK SİSTEMLERİNDE KULLANILAN CİHAZLAR

MULTIPLEXER (çoklayıcı) : Multiplexer düşük hızdaki cihazlardan gelen verileri toplar (terminal, printer gibi) ve tek kanal iletişim üzerinden verileri gönderme işlevini gerçekleştirir.

ROUTERS (yönlendirici): Network sistemlerinde farklı işletim sistemleri iletişim protokolleri kullanılır. İki farklı network tipinde ve işletim sistemlerini direk olarak birbiri ile konuşturamazsınız. Router işlevi farklı iletişim protokolleri ile farklı netwrok tiplerindeki bilgisayarların biribiri ile konuşmasını sağlar. Network den bahsedildiğinde sıklıkla kullanılan backbone (belkemiği): yani networkun omurgası anlamına gelen kelimenin açıklaması ise, networkun omurgasını oluşturan router (yönlendırıcı) ve transmission media (transfer ortamı) dediğimiz fiber optic kablo networkün omurgasını oluşturur.

SWITCH (anahtarlama) : Switchler calıştıkları hızları aynı hızda birimlere veya son kullanıcılara ulaştırır.

HUB (paylaştırıcı) : Switchden gelen hızın oranını kaç kullanıcı baglantısı varsa paylaştırır.

International Standarts organization (ISO) : Merkezi Parisde olan ISO uluslar arası veri iletişim standartlarını geliştirir. ANSI (Amerkan National Standart Institute) ISO’yu Amerka’da temsil eder. 1970’li yıllarda ISO standart bir veri iletişim modelini geliştirdi ve buna OSI ( Open System Interconnection) adını verdiler. OSI modeli yedi katmandan oluşur ve terminal ve bilgisayarlar arası konuşmada neler olduğunu açıklar. Bu model farklı cihazların iletişim kurabileceği bir sistem kurmayı kolaylaştırmak üzere tasarlanmıştır.

Protokoller: Protokoller verini nasıl iletileceği konusunda ağdaki birimler arasındaki mutabakatı temsil eder. Zayıf bir protokol veri transferini zayıflatır. Fakat standart protokolleri izleyen yazılımlar farklı sistemler arasında iletişim kurabilirler. Protokollerin anahtar elemanları sözdizimi, semantik ve zamanlamadır.

Söz dizimi: Kullanılacak sinyalin seviyesini ve gönderilecek verini biçimini belirtirler.

Semantik: Makinalar arasında kordinasyonu sağlamak için gereken bilgi yapısını içerir Zamanlama: Hız ayarlaması yapar.

 

OSI MODELININ KATMANLARI

Fiziksel katman( phyical layer) : Fiziksel katman elektriksel bağlantıları ve sinyallemeden oluşur. Daha sonraki gelen katmanlar fiziksel katman aracılığı ile konuşurlar. Kablolar bu katman ile ilgilidir.( 1. Katman)

Veri Hattı katmanı( data layer): Fiziksel ve elektriksel baglantıları gerçekleştirdikten sonra sistem içindeki veri akışını kontrol etmelisiniz. Veri-hattı katmanı karakterleri bir dizi halinde birleştirip mesajlar haline getiri ve sonra yola koymadan önce kontrol eder. (2. Katman)

Ağ katmanı ( network layer) : Geniş –alan ağlar, bir karakterler dizisini bir coğrafik noktadan diğerine taşımak için birkaç yöntem sunar. Osı’nin üçüncü katmanı ola ağ katmanı, ağın durumuna, servisin önceliğine ve diğer faktörlere göre verinin hangi fiziksel yolla iletileceğine kara verir.(3. Katman)

Taşıma katmanı ( transportation layer) : Ağ katmanının yaptığı işleri yapar. Farkı bu işleri yerel olarak yapar. Ağ yazılımındaki sürücüler taşıma katmanının görevlerini yerine getiriler. Ağda bir arıza olduğu zaman, taşıma katmanı alternatif yollar arar veya gönderilecek veriyi ağ bağlantısı yeniden kuruluncaya kadar bekletir. Alınan verilerin doğru biçimde ve sırada olup olmadığını kontrol eder. (4. Katman)

Oturum Katmanı (session layer) : Özellikle PC tabanlı sistemlerde önemlidir. Ağda iki uygulamanın haberleşmesini sağlar. Güvenlik, isim tanıma, yönetme ve diğer benzeri fonksiyonları yerine getirir. (5. Katman)

Sunma katmanı (presentation layer): Ekranda yanıp sönen karakterler, özel veri-giriş biçimleri, grafikler ve diğer şeyler gördüğünüzde sunma katmanında olduğunuzu beliritir. Bu katman aynı zamanda şifreleme ve özel dosya biçimlendirme işlemlerinide yapar. Dosyaları programcıların istediği şekilde biçimlendirir. Sunma katmanı kontrol kodlarının, özel grafiklerin ve karakter tablolarının bulunduğu yerdir. (6. Katman)

Uygulama katmanı (application layer): Bu katman kullanıcıya hizmet verir. Ağ işletim sistemi ve uygulama programlarının bulunduğu katmandır. Dosya paylaşımından yazılacak iş birikimine, elektronik postadan veri tabanı yönetimine kadar olan her şey burada bulunur.(7. Katman)

 

Manyetik Saklama Birimleri

Manyetik Saklama Birimleri sabit disk ve floppy diskler dir.Sabit disk (harddisk) ve disketler (floppy diskler) manyetik saklama birimleri olarak da adlandırılırlar. Bu disklerin çalışma prensipleri temelde aynıdır. Bir manyetik yüzeyin üzerindeki demir tozlarının, bir mıknatıs ile diziliminin değiştirilmesi ile çalışır

 

yazmak için bir elektromıknatıs kullanılmaktadır. Okumak için ise manyetik değişmeleri algılayabilen bir algılayıcı kullanılmaktadır. Bu alınan değişimler artarda getirilmesi ile dijital sinyal elde edilir. Bu bilgiler işlenerek bilgiler (data) elde edilir.

 

Disketler (Floppy Diskler)

 

Bilgisayarların yaygınlaşmasından bugüne kadar en çok kullanılan saklama birimi disketlerdir. Bunun birçok nedeni var. İlk zamanlarda programların kısa olmasından dolayı çok tutulmuşlardı. Günümüzde ise kapasiteleri az (CD'ye ve HDD'ye göre) gelse de, ekonomik (back-up üniteleri ve CD kayıt edicilerine göre) oldukları için hala kullanılmaktadırlar.

İki çeşit disket vardır. Bunlar 5.25 ve 3.5 inchlik floppy disklerdir. Bunlar kapasiteleri bakımından da high-density (HD) ve double-density (DD) olmak üzere ikiye ayrılırlar.

 

DD (double-density) HD (high-density)

5.25 inch 360 KB 1.2MB

3.5 inch 720KB 1.44MB

 

Disket ilk alındığında kullanıma hazır değildir. İlk önce formatlama (biçimlendirme) dediğimiz işlemin yapılması gerekmektedir. Bu işlem ile diskin üzerine yazılacak olan kısımlar belirlenir ve diskin kapasitesi (DD-HD) belirlenir.

5.25 inchlik disketlerin şekli, zarfın içine konmuş bir diske benzer. Zarfın üzerindeki deliklerden manyetik disk görünmektedir. Diğer deliklerin ve kertiklerin ise birer görevleri vardır. Diskin merkezine yakınındaki delik sayesinde bilgisayar diskin dönme hızını kontrol edebilmektedir. Disketin sol tarafındaki kertik sayesinde yazmaya karsı koruma (write-protected) sağlanır. Sağ tarafındaki kertik sayesinde ise diskin HD veya DD olduğu belirlenir.

3.5 inchlik disketler ise plastik kutunun içine konmuştur. Bu disketlerde manyetik disk dışarıdan gözükmez. Diski koruyan yaylı bir kapak mekanizması vardır. Disket sürücüye takıldığı zaman bu kapak açılır ve okuyucu kafalar diskin üzerine oturur. Böylece okuma işlemi yapılır. 5.25 inchlik disketlerdeki gibi bu disketlerde de özel amaçlı delikler var. Bunlardan sol taraftaki kapasiteyi belirtmeye, sağ tarafta kilit mekanizması olan ise yazmaya karşı korumaya yarar.

 

Sabit Diskler (Harddisk-HDD)

Sabit diskler bir kutu içine üst üste konmuş disklerden meydana gelir. Bu diskler laboratuar şartları altında, birkaç mikrometre kalınlığındaki film tabakasının, alüminyum alaşım üzerine yerleştirilmesi ile yapılır. Çok hassas işlemler sonucunda meydana gelen sabit disklerin, diskler ile okuyucu kafaların arasında bir saç teli kalınlığından daha az mesafe kalır.

Okuma-yazma kafaları, floppy disklerin tersine manyetik yüzeye kesinlikle deymez. Birkaç mikron uzaklıktan okuma veya yazma yapılır. Dakikadaki dönme hızı ise 3600'dür. Bu yüksek hız yüzünden çok hafif okuma-yazma kafaları oluşan "hava yastığı üzerinde" asılı kalırlar. Tüm okuma-yazma işlemleri dokunmadan olur. Ancak bilgisayar kapatıldığında okuma-yazma kafaları "landing zone" adı verilen, diske temas etmeyeceği bölgeye otomatik olarak geçerler.

Plaklarda ve CD'lerde izler spiral biçiminde olmasına karşın floppy ve sabit disklerde iç içe geçmiş halkalardan oluşur. Floppy ve harddisklerde spin hızı kafalar nerede olursa olsun değişmez, sabittir. CD teknolojisinde ise motorun devri sürekli kontrol edilir ve en içteki okuma ile en dıştaki okumanın hızı mikroişlemci tarafından, aynı hızda yapılabilmesi için ayarlamalar yapılır. Yani, en dışta hız düşürülür, en içte artırılır. Sonuçta, laser ışını hep aynı hızda dijital bilgi okur veya yazar, dedektör merceğinin altından geçen bilgi hep aynı hızda olur. Harddisk plakları çok yüksek hızlarda döndüklerinden çalışmaları esnasında darbe ve sarsıntıya karşı toleransları azdır.

Sabit disklerin sisteme bağlanması için iki önemli arabirim standardı var. Bunlar: IDE (Intergrated Drive Electronics) ve SCSI (Small Computer System Interface) dır. IDE sisteminin bazı dezavantajları da var. Veri transfer hızı ve sadece sisteme iki tane sabit disk bağlanmasına izin vermektedir. IDE teknolojisi geliştirilerek Enhanced IDE (EIDE)geliştirildi.

 

Özellik IDE EIDE SCSI

Bağlanabilen aygıt sayısı 2 4 7

Veri transfer hızı MB/s 3-8 13-16 10,20,40

Kablo uzunluğu (m) 0.6'ya kadar 0.6'ya kadar 6'ya kadar

Diğer aygıtlar yok CD-ROM Çeşitli

 

SCSI, IDE'ye göre daha hızlı ve avantajlı olsa da pahalı olduğundan sadece profesyonel işlerde kullanılır. Ayrıca SCSI kullanabilmek için bir adaptör karta ihtiyaç vardır.

 

Bilgisayar teknolojisinin bu hızla davam ederse, yüzlerce GB'lik disk alanlarını ve saniyede yüzlerce MB'lik veri transfer hızlarını görmemiz pek uzun sürmeyecektir.

 

MODEM NEDİR ?

Modem; bilgisayarların telefon hatlarını kullanarak bilgi alıp vermesini, haberleşmesini sağlayan aygıttır. Sayısal bilgiyi telefon hatlarından geçebilecek şekle dönüştürmek için modülasyon; gelen veriyi tekrar bilgisayarın anlayabileceği duruma getirmek için demodülasyon işlemi yapması nedeniyle modem adını almıştır.Modemler size internete ulaşmayı, uzaktaki bir bilgisayarı kontrol etmeyi, karşılıklı olarak her türlü haberleşmeyi sağlar. Faksınızı çekebilir, kağıda gereksinim duymadan faksınızı alabilirsiniz. Telefonun ahizesini kaldırmadan görüşme yapabilir, onun bir telesekreter gibi çalışmasını sağlayabilirsiniz.

 

NE İŞE YARAR ?

Modemler, gelişmiş telefonlardır. Farklı yerlerdeki bilgisayarları, terminalleri, printerleri uzun mesafelerden birbirlerine veya büyük sistemlere bağlamakta kullanılırlar. Modeminiz aracılığıyla gerçekleştireceğiniz iletişim, iş ve özel hayatınızı kolaylaştırmaya yöneliktir. Dosya transferi ile bilgi paylaşımı sağlayabilirsiniz. Modem ve bilgisayar sayesinde evinizden işyerinize bağlanıp çalışabilirsiniz. Bilgi hatlarını arayarak araştırma yapabilirsiniz. Internete bağlanıp tüm dünyayı dolaşabilirsiniz. E-Mail sistemine sahip iseniz dünyanın herhangi bir yerindeki bir kullanıcıyla elektronik mektup alışverişi yapabilirsiniz. Aracı kurumlara bağlanıp borsa oynayabilir, eski dönem bilgilerini alabilirsiniz. Bu saydıklarımız aslında bu kadarla bitmiyor. Yazdıklarımız modem sahipleri için gözde olan kullanım ilginçliklerini içermekte.

 

INTERNAL VE EXTERNAL MODEM

Modemlerin iki çeşidi vardır: Internal (dahili) ve external (harici) modemler. Internal modemler birer karttır ve bilgisayarın içindeki bir slota takılırlar. External modemler ise kasanın dışında bulunur ve seri çıkışların birinden ara kablo yardımıyla bilgisayara bağlanırlar. External modemlerin internal modemlerden farkı sadece kartın bilgisayar kasasının dışında bulunmasından,bir kasa tarafından korunmasından ve iletişim durumunun LED ler tarafından gözlerönüne serilmesinden mevcuttur.Aşağıda external modemlerde bulunan ve modemden modeme bulundukları yer ve sıralanış açısından farklılık gösteren LED lerin anlamlarını bulabilirsiniz.

Internal Modem

HS(High Speed) Modemin destekleyebileceği en yüksek hızda çalıştığını gösterir.

AA(Auto Answer) Bilgisayarınızın başında bulunmadığınız esnasında gelen sinyallere otomatik olarak yanıt vereceğini gösterir.

CD(Carrier Detect) Telefon hattının öteki tarafındaki bilgisayar ile iletişimin sürdürüldüğünü belirtir.

OH(Off Hook) Telefon hattının modem tarafından kontrol edildiğini belirtir.

RXD yada RD(Receive Data) Bağlantı kurulan yerden yollanan verinin,bilgisayarınıza aktarıldığını belirtir.

TXD yada SD(Send Data) Bağlatı kurulan yere,verinin gönderildiğini belirtir.

DTR(Data Terminal Ready) Bilgisayara bir haberleşme yazılımı yüklendiğini ve bu yazılımın çalışmakta olduğunu belirtir.

DSR(Data Set Ready) Modemin haberleşmeye hazır olduğunu belirtir.

EC(Error Control) Modem hata kontrolünü kapsayan bir bağlantı yaptığında yanar.

SQ(Signal Quality) Hatların durumu iyi olduğunda yanar.

TST(Test Indicator) Modem test durumundayken yanar.

MR(Modem Ready) Modemin açık olduğunu belirtir.

 

MODEMLERİN SAHİP OLDUĞU GENEL ÖZELLİKLER

Faks Alma ve Gönderme : Modem üretici firmalar son zamanlarda modemlerine faks özelliği ekleme yoluna gittiler. Bazı firmalar sadece faks gönderme özelliğini destekleyen modemleri sunarken bazı firmalar ise hem faks gönderme hemde alma özelliğini destekleyen modemler piyasaya sundular.

Faks alıp gönderme zamanla masaüstü PC ler için oldukça kullanışlı ve aranan bir özellik haline geldi. kullanılan faks programlarına gelince ; Windows altında çalışan faks programları genel olarak kendi sürücülerini bir yazıcı gibi sisteme yüklerler. Faks göndermek için yapılan tek şey, Windows altında çalışan bir yazı programında gönderilecek dökümanı hazırladıktan sonra yazıcı olarak faks programının yüklediği yazıcıyı seçmek ve sonrada dosyayı yazıcıya yollamaktır.

 

Voice Özelliği : Son zamanlarda piyasaya çıkan modemlerde artık voice özelliğide mevcut. Voice özelliği; modeminizi telesekreter olarak kullanmanıza imkan tanıyan bir özellik. Modem telesekreter özelliğinin yanısıra çok işlevli bir santral (sesli yanıt sistemi) görevinide üstlenmiş durumdadır.Modemler voice özelliğini;eğer varsa cihazın üzerindeki speaker ve mikrofon çıkışlarından , yoksa; telefon ahizesinden kullanabilmenize olanak tanımaktadır. Cihaz voice özelliğine sahip ise yazılım yardımıyla bu özelliği aktif hale getirebilirsiniz.

 

Hayes AT Komut Seti : Hemen hemen bütün modemler AT Hayes komut setini destekler. Bu komut seti bağlantıda kullanılacak protokol, çağrıların nasıl ele alınacağı gibi modemle ilgili her türlü konfigürasyonun yapılabilmesine olanak tanır. Ancak bu komutlar doğrudan değilde kullanılan modem programı tarafından modeme gönderilir. AT komutlar asenkron bağlantılarda kullanılır.

 

Veri Aktarım Hızı : Standartları bir yönden de modeminizin verileri hangi hızlarda aktarabileceğini gösterir. v.34 standardını destekleyen bir modem 28800 bps, v.34+ ise 33600 bps hızı ifade eder. En son belirlenen v.90 standardı da şartlar uygun olduğu durumlarda 53000 bps hıza kadar çıkma imkanı verir. Bu hızlardaki modemler kendinden düşük modemlerin standartlarını da ( v32bis, v.32, v27ter, ... gibi) destekler. Haklı olarak diyebilirsiniz ki; "Ben 115200 hızında dahı bağlanıyorum". O görünen 115200 bps hızı veri sıkıştırılması yolu ile elde edilmis hızdır. Hız standartlarından bahsederken çok daha hızlı olan ISDN' lere de gözatmakta fayda var. ISDN Internet Subscriber Digital Netwok; aslında sayısal bir hattır. Aynı anda D ve B hatlarından oluşan ISDN, iki yönlü veri aktarım hızı oldukça iyi olan bir sistemdir. Bu iki hattan biri sadece kontrol için geri dönerken , diğeri iki taraflı veri aktarımıda kullanılır. Hız olarak 64 Kb ve katları şeklinde bağlanabilirsiniz.

 

Hata Düzeltme : Hata düzeltme,hat kalitesinin düşük olduğu zamanlarda veya yüksek hızlarda çalışıldığı zaman modemler için çok önemlidir. Hata düzeltme olmadığında veri kaybı ile karşılaşma ihtimali yüksektir. Hata kontrolü her iki uçtaki modemin bu protokolü desteklemesi durumunda geçerlidir. Hata kontrolünde kullanılan başlıca iki protokol vardır. Bunlardan birincisi ve yeni olanı CCITT’nin V.42 standartlarıdır. İkincisi ise MNP(Microcom Networking Protokol) Seviye 4 protokolüdür. MNP 4 protokolü bir çok modemde desteklendiği için V.42 standartıda kendinden daha eski olan ve yaygın olan bu standardı kapsamıştır. V.42 hata kontrolüne sahip bir modem MNP 4 protokolünü kullanan bir modem ile uyumlu olarak çalışabilmektedir. V.42 standartları diğer V serisi standartlar gibi hız tanımlamaz. Karşı uçtaki modeminde aynı protokolleri desteklemesi durumunda modemler herhangi bir hızda V.42 hata kontrolü ile çalışabilir.

 

Ses ve Video Konferans : v.34Q ve v.70 standartları, tek hat üzerinden aynı anda hem ses hem de veri aktarımını mümkün kılar. v.80 standardı ise telefon hattı kullanılarak video konferans yapabilmeyi sağlar.

 

Veri Sıkıştırma : Veri sıkıştırma,özellikle text dosyalarının transferinde büyük zaman kazandırdığı için önemli bir özelliktir. Bu tür dosyaların gönderilmesinde veri sıkıştırma özelliği ile 2 kat veya 4 kat daha hızlı transfer yapmak mümkün olur. Veri sıkıştırma protokolü modemin donanımı tarafından veya kullanılan yazılım tarafından desteklenir. Donanım tarafından desteklenen veri sıkıştırmanın performansı yazılım tarafından desteklenen veri sıkıştırmanın performansına göre yüksektir. Hata düzeltmede olduğu gibi veri sıkıştırmada da başlıca iki protokol kullanılmaktadır. MNP ve CCITT standartları.

Hata düzeltmedeki durumdan farklı olarak veri sıkıştırma standartları arasında oldukça iyi bir performans üstünlüğü mevcuttur. CCITT’nin belirlediği V.42bis diye adlandırılan veri sıkıştırma protokolü, MNP 5 diye adlandırılan standardıda kapsar. MNP 5 protokolü performansı düşük olmasına rağmen halen kullanılmaktadır. Birbirlerine oranlama yaparsak V.42bis 1’e 4 oranında sıkıştırma yaparken , MNP 5 1’e 2 oranında sıkıştırma yapar. Örnek olarak V.32bis protokolünü destekleyen 14400bps lik bir modem 100 A4 sayfasından oluşan text dosyasını 4 dakika 20 saniyede,MNP 5 protokolünü destekleyen aynı modem 2 dakikada,V.42bis protokolünü destekleyen aynı modem ise 1 dakika civarında gönderebilmektedir.

 

BPS(Bit per second)

Bps terimi modemlerin hızlarını ifade eden bir birimdir.Tam olarak modemlerin bir saniyede gerçekleştirdiği veri alışverişini gösterirler.

 

PROTOKOLLER

Modemlerin diğer modemlerle bağlantı kurup,düzgün bir şekilde veri alışverişi yapabilmesi için uymak zorunda olduğu kurallar bulunmaktadır.Bu kurallara protokol denir.

Dosya transferi ancak karşılıklı olarak aynı protokolün seçimi ile mümkün olmaktadır. Dosya transferi sırasında kullanılan bu protokoller sayesinde gönderilen veya alınan bilgilerin kontrol edilerek, hata oranını minimize etmek mümkündür. Aşağıda en çok bilinen ve birçok yazılımda standart olarak bulunan bazı protokol tipleri kısaca tanıtılmıştır..

Zmodem: En çok kullanılan protokoldür. Birden fazla dosya ile yapılan işlemlerde verimlidir. her dosya için büyüklüğü, adı ve tarihe ait bilgiler gönderir. Telefon hatlarındaki parazite bağlı olarak gönderdiği paket büyüklüğünü değiştirmektedir. Hata belirleme özelliğine sahiptir.

Zedzap: 8 KB dosya paketleme imkanı sağlayan Zmodem türü.

Xmodem: Düşük hızla ve sorunlu çalışmaktadır. Tercih edilecek başka protokol yoksa kullanılmalı. Transfer sırasında 128-bit veri bloğu kullanır.

Xmodem 1-K: Xmodem'den daha iyi olmasına karşılık yine de sorunludur.

Xmodem 1K-G: Hızlı olmasına karşın sorunludur.

Ymodem: 1024-bit büyüklüğünde paket gönderme özelliği vardır. Aynı anda birçok dosya gönderilebilir.

Ymodem-Batch: Zmodem'in olmadığı zaman kullanılmalı.

Ymodem-G: Hata düzeltme özelliği yok.

Puma/Mpt: Hızlı ve güvenilir protokoldur. Veri sıkıştırma özelliği olmasına karşın Zmodem tercih edilmeli.

Bimodem: Dosya gönderme, dosya alma ve karşılıklı yazışma özelliğini aynı anda yapabilen modem.

Hslink: Dosya gönderme, dosya alma özelliğini aynı anda yapabilen modem.

Jmodem: 8 KB uzunluğundaki paketler kullanabilen protokoldür.

Giflink: GIF dosyaları transfer edilirken aynı zamanda görüntüleyen protokol.

HydraCom: Dosya gönderme, dosya alma ve karşılıklı yazışma özelliğini aynı anda yapabilen modem

Kermit: UNIX sistemi kullanıldığında dosya transferi için kullanılan protokoldür. Ayrıca modem ve telefon hattı kullanılıyorsa, iki bilgisayar arasındaki veri transferi Kermit protokolü sayesinde nokta nokta gerçekleştirilir. Tüm ASCII karakterleri gönderme ve alma özelliğine sahiptir.

ASCII: 7-bit iletişimli protokoldür. Hata belirleme özelliği yoktur. Basit text dosyaları gönderilebilir.

Modem7: CP/M işletim sisteminin kullanıldığı bilgisayarlar tarafından kullanılır. Aynı anda çok sayıda dosya gönderilir. Aktarımda önce, alıcı bilgisayara dosya hakkında bilgi gönderilir. Hata belirleme özelliğine sahiptir.

Telink: Xmodem'in versiyonudur. Modem7 ile aynı özelliğe sahiptir. Ancak alıcı bilgisayara ek olarak dosya büyüklüğü ve tarih bilgilerini de gönderir.

Sealink: Xmodem'in ekranda görüntüleme özelliğine sahiptir. Alıcının kabulünü beklemeden veri transferine başlar. Gecikmeleri minimuma indirmeye çalışır.

Imodem: Hızlı modemlerde kullanılan protokoldür.

Hata düzeltmeli protokollerde, eğer veri transferi sırasında bir hata oluşmuş ise hatanın düzeltilmesi yoluna gidilir. Şayet hata giderilemez ise transfer işlemi kesilir. Bu sayede hem zaman hem de maliyet gideri azaltılmış olur.

 

MODEM SEÇİMİNDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN NOKTALAR

Tüm bilgisayar ürünlerinde olduğu gibi ilk dikkat edilmesi gereken nokta faks modeminizi hangi firmadan aldığınızdır. Türkiye'de pekçok irili ufaklı firma yurt dışından fax modem kartlarını veya cihazlarını getirmekte ve piyasaya sürmekte. Bunlardan bazılarının fiyatı, diğerleriyle karşılaştırdığınızda sizi şaşkına çevirecek kadar düşük olabilir.Bunun sebebi Veri sıkıştırma işleminin yazılım tarafından yapılmasıdır.Faks modem, bilgisayar dünyasının gelişmiş teknolojileriyle üretilen bir iletişim aracıdır. Böylesine bir ürünü alırken de dikkat etmeniz gereken en önemli kıstas yalnızca fiyat değil, fiyat/performans ilişkisi olmalıdır. Sonuç olarak modeminizi alırken temel kriterleriniz "güvenilir firma, uygun fiyat ve yeterli performans" olmalıdır.

Önemli olan Fax-Modeminizin işinizi görmesidir. Aramanız gereken standartlar kullanım alanınıza göre değişecektir.Eğer bilgisayarınızı aynı zamanda bir faks makinası olarak da kullanmak, BBS’lere, Internet’e bağlanmak istiyorsanız,V.42,V.42bis, MNP4, MNP5 standartlarını içeren bir faks modem seçmelisiniz.

Faks modeminizin kullandığınız işletim sistemi (DOS/Windows 3.1) için yazılımları olmalıdır.Wındows 95 ve 98 için ayrıca yazılıma gerek yoktur,çünkü Windows 95 ve 98 veri ve fax iletişiminiz için uygun ortamı oluşturur. Faks modeminiz Class1, Class2 faks protokollerini desteklerken,Grup III faks makinalarıyla uyumlu çalışmalıdır. Alış verişinizde garanti şartı aramayı unutmamalısınız ve en az 1 yıllık garantisi olmayan ürünleri almamalısınız.

 

MODEMİN BİLGİSAYARA BAĞLANMASI

Bilgisayarlarda;bağlayacağınız modemin kullanabileceği seri port(COM1,COM2,COM3, COM4) sayısı 1’den 4’e kadar olmak üzere 4 tanedir. Genellikle COM1 ve COM3 portu IRQ 4 adresini , COM2 ve COM4 portu IRQ 3 adresini kullanır. Dolayısıyla COM1 portunuza bir cihaz bağladığınızda aynı anda COM3 portuna başka bir cihaz bağlayamazsınız çünkü IRQ adresleri çakışır ve adres yolları üzerinde hata verir.Aynı olay COM2 ve COM4 portları içinde geçerlidir.

Harici modem kullanacaksanız öncelikle bilgisayarınızın hangi seri portunu kullanacağınıza karar vermeniz gerekli.Cihanızı takacağınız uygun seri port(COM1,COM2,COM3,COM4) seçimini yaptıktan sonra bilgisayarınız ile modeminizin seri çıkışı arasına 9 pinli veya 25 pinli konnektörle bağlayınız.

Dahili modem kartı kullanacaksanız öncelikle bilgisayarınızın kasasını açmanız gerekmektedir. Daha sonra kartı main board üzerindeki expansion slotlardan birine iyice yerleştirin ve kartı vidalayın.Kartınız Plug&Play değil ise kartın üstünde Jumperlar bulunmaktadır. Bu Jumperları kullanım kılavuzundan yararlanıp ayarlayarak kartımızı hangi COM portuna takacağımızı belirlemiş ve IRQ adresine tekabül ettiğini bulmuş oluruz.Eğer kartınız ve main boardunuz Plug&Play ise bilgisayarınız otomatik olarak kartınızı tanıyacaktır.Daha sonra modeminiz ile birlikte gelen yazılımı kurarak gerekli ayarlamaları yapmalısınız.

 

BELLEK

Bellek bilgisayarın çalışan yüzeyidir ve doğrudan işlemciye bağlıdır. Bir programı çalıştırmak istediğinizde, program belleğe yüklenir; harf yazdığınızda, harf bellekte saklanır. Bu nedenle bilgisayardaki bellek miktarı, çalıştırılacak programın büyüklüğünü belirler. 1961'de intel, ilk RAM çipini yarattı. RAM, Random Acces Memory (Rasgele Erişimli Bellek) deyiminin kısaltılmışıdır. Günümüzde birçok değişik bellek türü vardır. Bunları inceleyeceğiz. RAM ' de bilginin saklanması için sürekli bir elektrik enerjisine ihtiyaç vardır. Bunu da bilgisayar açık olduğu zaman anakart(mainboard) üzerinden temin eder. Dolayısıyla bilgisayarınızı kapattığınızda sürekli elektrik enerjisini alamaz ve RAM'de saklanan bilgiler yok olur. Diğer bellek türleri ise kısaca;

ROM (Read Only Memory) yalnızca okunabilen bellek türüdür. ROM'lara biz kullanıcı olarak bilgi yazamayız. ROM 'lara yalnızca üretici firma tarafından bilgiler yazılır. Bir daha değiştirme şansınız yoktur.

PROM ( Programable Read Only Memory ) PROM'lar boş olarak sağlanırlar ve kullanıcı tarafından isteğe uygun şekilde programlanabilirler. Tekrar silme ve programlama şansınız yoktur.

EPROM ( Erasable Programable Read Only Memory ) Ultraviyole ışınlarla silinip programlanabilen bellek türüdür. Silinebilir ve tekrar yazılabilirler.

EEPROM ( Electically Erasable PROM ) Elektrik yoluyla silinip tekrar programlanabilen bellek türüdür.

RAM bellekler ikiye ayrılırlar, bunlar statik ve dinamik RAM'lerdir. Statik RAM'lerde bellek hücresi flip flop'ları içerir. Flip flop (FF) içindeki bilgi, enerji kesilmedikçe depolanmaya devam eder. İsteğe göre yeniden silinir ya da depolanabilir. Dinamik RAM' ler ise, bilgi FF'ler yerine dahili kondansatörler kullanırlar. Bir süre sonra kondansatörler boşalacağı için bilgileri tazelemek gerekmektedir.

Bellek belli sayıda adreslerle parçalanmıştır. Her adreste bir grup rakam saklanır ve bu rakamlar bilgisayar tarafından bir grup olarak ele alınır. Bir adreste saklanan rakamlar grubu genelde bellek olarak adlandırılır. Bellekteki bir adrese bir numara atanır ve bu adres daha sonra bu numara ile aranır. Bir sözcüğü bir grup elemanından elde etmek için geçen süreye erişim zamanı denir. Erişim zamanı da bilgilerin saklanıp tekrar çağırılmasında çok etkilidir. Bilginin çağırılması ne kadar hızlı olursa bilgiye ulaşmakta o kadar hızlı olur.

DRAM

 

DRAM (Dynamic Random Access Memory) ya da dinamik RAM, birçok bilgisayarda kullanılan RAM türüdür. Bilgi, elektriksel olarak DRAM çiplerinde korunur. DRAM'ın etkin kalabilmesi için düzenli bir elektrik akımına ihtiyacı vardır. DRAM'da korunan bilgiler bilgisayar kapatıldığı anda yok olur. Bu özelliğinden dolayı DRAM'lara uçucu bellekte denir. Mevcut bellek çiplerinin çeşitliliğine karşın, bilgisayar belleğinden söz edildiği zaman akla hep DRAM gelir.

EDO RAM

 

EDO RAM 'lar (Enhanced Dynamic Output) 72 pinlik slotlara takılırlar. EDO RAM' lerin erişim süreleri ise 60-70 ns (nanosaniye) arasında değişmektedir. Bu RAM'ler, DRAM'lardan daha hızlıdır, 486 makinelerden sonra gelen Pentium işlemcili makinelerde kullanılmaya başlanmıştır. Son zamanlara kadar da bu böyleydi. Ancak, MMX teknolojisiyle birlikte yavaş yavaş S-DRAM'lere geçilmeye başlandı ve günümüzde de yerini tamamiyle S-DRAM ' lere bıraktı. Yeni çıkan PII bordlarda artık EDO RAM için bir slot ayrılmıyor.

 

S-DRAM

 

Senkronize DRAM ya da S-DRAM sistem saat hızında çalışabilen yeni bellek tipidir. Bu önemlidir çünkü CPU'ların dış saat hızları giderek artmaktadır. Ana bellek ile CPU arasındaki fark büyümektedir ve bu fark yalnızca S-DRAM'de giderilebilmektedir. Bu durum yüksek teknolojili sistem üreten firmalar için S-DRAM'i sistem belleği olarak kullanmaya uygun hale getirir. Bunun bir çok anlamı vardır;

 

İlk olarak S-DRAM zamanlama sinyalini direkt olarak CPU üzerinde yapar. Bu durum CPU'nun belleğe ihtiyaç duyduğu herhangi bir anda kullanabilmesini olanaklı kılar. CPU belleğinin, S-DRAM belleğine göre kendi iç saat çevrimini bekleme zorunluluğu yoktur. Bu S-DRAM'in niçin senkronize RAM olarak anıldığını açıklar.

 

İkinci olarak S-DRAM'in içindeki bellek bankası ikiye bölünmüştür. Bu ikili sistem, CPU'nun tüm zamanlarında bilgi yerleştirilmesine olanak sağlar.

Üçüncü olarak bellek CPU'nun bir başka saat çevrimini beklemeksizin aralarındaki direkt hattan sıralı bilgi aktarımına olanak sağlar. S-DRAM'e kadar yapılanlar DRAM teknolojisinin üzerinde yapılan oynamalar iken, şimdi S-DRAM'ler EDO ve DRAM teknolojisinin rakibi ve seçeneği olmuştur.

SES KARTLARI

Bilgisayarlar bilindiği üzere sayısal aletlerdir. Fakat ses ise analogtur. Bilgisayara taktığımız ses kartı sayısal olarak tutulan ses bilgilerini analog ses sinyalerine, ve aynı zamanda da analog ses sinyallerini sayısala çevirebilmektedir. Hoparlörden almış olduğumuz ses, dijital sinyalin anolog hale dönüştürülmüş şeklidir. Mikrofondan bilgisayarınıza kaydettiğiniz sesler de anolog sinyallerin bilgisayara dijital olarak aktarılmasıdır. Peki nedir bu dijital ve analog terimleri. Dijital sinyaller 0 ve 1 kodlarından oluşmaktadır. Anolog işaretler ise genliği sürekli değişen sinyallerdir. İşte bu aradaki çevirme işlemlerini yapan karta Ses Kartı adı veriyoruz.

 

İlk bilgisayarlar bir ses sinyalini işleyecek güce sahip değillerdi. Hatta bilgisayar kullanıcıları 80'lerin sonunda ilk ses kartlarının ortaya çıkmasına kadar basit bip seslerinden başka bir şey duyamadılar. 8 bitlik Sound Blaster ile başlayan seri, bilgisayar üzerinde ilk kez 'Digital Sound' kavramını tanımamızı sağladı. AdLib sayesinde, bilgisayarlar FM sentezi ile müzik konusunda biraz yol almıştı, ama Sound Blaster' in digital sound kanalı ile artık bilgisayalarda digitize edilmiş konuşmalar ve efektler de duyulabiliyordu. Creative firmasının Sound Blaster ile başlayan başarı öyküsü, 8 bitlik stereo Sound Blaster Pro ile devam etti. Ardından gelen Sound Blaster 16 ses kartları ile Creative firması, ses kartında standartları belirleyen firma olduğunu herkes kabul ettirdi.

 

Gelişen sentezleme yöntemleri

Ses kartları, FM sentezi kullanan basit MIDI sentezleyicilerinden günümüzdeki konumlarına geldiler.Bugün satılan ses kartlarının büyük bölümü müzik üretmek için dalga tablosu sentezlemesini kullanıyor. Bu örnek tabanlı sentezleme sistemi dalga şekillerinin tabanını oluşturmak için gerçek müzik enstrumanları ve diğer doğal seslerin kısa kayıtlarını kullanıyor.

 

Kısa bir süredir Stanford Üniversitesi'ndeki (California - ABD) mühendisler tarafından geliştirilen fiziksel modelleme sentezi yaygınlaşmaya başladı. Fiziksel modelleme, titreşim yapan bir sistemin (örneğin bir müzik enstrumanının) sesini benzer bir yazılım modeli kullanarak taklit eder. Örneğin çekilip bırakılan bir keman yayı titreşir; çünkü çapraz dalgalar yayın boyu boyunca ilerlerler. Titreşimler, dalgalar enerji kaybettikçe azalır ve sonunda kaybolur. Bir yay modeli, çıkışı girişe attenuator veya filtre ile bağlı olan dairesel bir bekleme hattı boyunca giden sinyallerden oluşur. Filtreleme ve attenuator işlemi sinyallerin ses yüksekliklerinin azalmasına ve aynı anda daha sinuzoidal olmalarına yol açar.

 

Fiziksel modelleme, yazılımlarla rahatlıkla yapılabildiğinden ve teorik olarak değişik makineler üzerinde tutarlı sonuçlar üreteceğinden ve kodlanmış algoritmaların oldukça kısa olmasından dolayı çekicidir; fakat bu tür sesleri gerçek zamanda oluşturabilmek için hızlı işlemciler gerekiyor. Creative Labs son kullanıcılar için fiziksel modelleme kullanan bir ürünü piyasaya süren üreticilerden ilki oldu. Creative Labs'in Sound Blaster AWE64 ses kartı 4 MB'lık geleneksel dalga tablosu örneklerine ek olarak fiziksel modelleme kullanılarak yeniden oluşturulmuş 14 tane de enstruman içeriyor.

 

Stereonun ötesinde

 

Tüketici pazarına sunulduğu 50'lerin ortalarından beri stereo, ses kaydının özünü oluşturmuştur. Stereo, sesin çoğunlukla önden geldiği geleneksel bir sahneyi evinize getirebilse de çok iyi kayıt edilmiş stereo müzikler bile sesin dinleyiciye her taraftan geldiği akustik ortamların etkisini veremez. Bilgisayar oyunlarında ise bu durum, önünüzden gelip başınızın üstünden arkanıza geçen bir uçak veya her köşede hırıldayan canavar örneklerinde olduğu gibi, gerçekçiliğin sekteye uğramasına yol acar.

 

Daha geniş ve insanı saran ses alanları oluşturmak için pek çok şirket stereo sesleri değiştiren, iki hoparlörde çalınsa bile ses her taraftan geliyormuş duygusu bırakan algoritmalar geliştirdiler. Stereo-genişletme algoritmaları (örneğin SRS Labs ve Spatializer Audio Laboratories ) algılanan atmosferi derinleştirirler. Artık pek çok ses kartı ve hoparlör sistemi bu genişletilmiş stereo sesi iletmek için gerekli devreleri içermekte.

 

3D konumlandırma algoritmaları ise bunu bir adım öteye götürüyor. Bu algoritmalar sesleri ekranda olup bitenle senkronize olarak dinleyiciye göre özel yerlere, örneğin sola veya sağa ya da aşağı veya yukarı yerleştirmeye çalışıyorlar. Sesler arasındaki gecikmeler ve ses yüksekliği farkları gibi psiko-akustik ipuçları kullanılarak seslerin gerçekten de 360 derecelik uzay içinde duyulduğu algısı yaratılmaya çalışılıyor.

 

Bu süreç boyunca çoğunlukla ileri-ilgili iletim işlevi (ahead-related transfer function - HRTF) kullanılarak dinleyicinin kulağında duyulan sesin kaynağına göre koordinatlar hesaplanıyor. Örneğin sol tarafınızdan gelen bir ses sol kulağınızda sağ kulağınıza göre saniyenin küçük bir yüzdesi kadar daha önce duyulur ve ayrıca sağ kulağınız ses dalgaları kafanızın çevresinden dolaştığı için sesi çok küçük miktar daha değişik bir frekansta duyar. Yazılım geliştiricileri gecikme ve faz kaydırma gibi teknikler kullanarak bu efekti yaratabiliyorlar ve böylece sesi uzay içinde istenen bir konuma (sanki birisi arkanızdaymış gibi) yerleştirebiliyorlar veya uzayda hareket ediyormuş (örneğin arkanızdan gecen bir roket) algısı verebiliyorlar. Sonucular değişkenlik gösterse de dinleyici hoparlörler arasındaki "tatlı noktaya" oturmuşsa genelde iyi. Bazı durumlarda surround sureci kaynak ortamda oluşturulmak zorunda olsa da yeni ses kartları ve hoparlörleri bu işlemi gerçek zamanda yapabiliyor olacaklar.

 

Aureal Semiconductor, Qsound Labs ve Spatializer SRS gibi şirketler geniş bir ses eklentisi (audio plug-in) ve yonga seçenek yelpazesi sunuyorlar. DirectSound için yazılmış Surround programları sesin konumunu belirleyen programlar için gerekli olan bilgiyi içerecek. Tartışmasız surround sentezlemesi pek çok uygulama için stereo ile karşılaştırıldığında çok büyük bir ilerleme.

 

Tüketici ses donanımı pazarında, stereo müzik setlerinin yerini altı hoparlörün bağlandığı bir amfi tiyatro atmosferi sağlayan ev tiyatrosu sistemleri alıyor. Sinema salonlarından esinlenen ev tiyatrosu sistemleri beş ana hoparlör (on sol ve sağ kanallar, merkezde bir kanal ve sol ve sağ arka kanallar) ile bir dusuk frekanslı efekt kanalı veya subwoofer'dan olusan 5.1 kanal teknolojisini kullanıyor. İki rakip teknoloji, Dolby Digital (daha once AC-3 olarak biliniyordu) ve DTS (Digital Theater Surround) 5.1 kanal teknolojisini kullanıyor.

 

Her iki sistem Dolby Pro Logic gibi eski surround sistemlerinde olmayan kanal ayrımı ve arka kanalların mono olması gibi eksiklikleri gideriyor.

 

DVD' ler ile Sayısal TV' ler için ses kodlama yöntemi olarak Dolby Digital' in seçilmesinden sonra DTS sönük kaldı. DVD-ROM sürücüleri zamanla CD-ROM sürücülerinin yerini alacağından PC kullanıcıları 5.1 kanallık ses kayıtlarını hem filmlerde hem de oyunlarda çalmak isteyecektir.

 

Her ne kadar 5.1 kanal teknolojisi gerçekçiliği arttırsa da masaüstü PC' nizin etrafına altı hoparlörün yerleştirilmesini gerektiriyor.

 

Bu yüzden bir dizi surround sentezleme şirketi Dolby Digital gibi çok kanallı formatları iki hoparlör uzerinde calabilmek için sesin dogru yonden geldigi algısını uyandıran sanal hoparlörler yaratan algoritmalar gelistirdiler. Bu çok kanallı sanallastırma işlemi surround sentezlemesi için gelistirilen yonteme benziyor. Dolby Laboratuarları hem Dolby Digital hem de Pro Logic islemleri için "Sanal Dolby" lisansı veriyor. Dolby sertifikalı islemlere ornek olarak Aureal Semiconductor'un A3D Surround'u, Spatializer Audio Laboratories'in DVS-5.1'i, QSound Labs'in QSurround'u ve SRS Labs'in TruSurround'u verilebilir. Bu sistemlerden hicbiri bes farklı hoparlorun yaratacagı atmosferle karsılastıracak duzeyde ses uretemese de yine de dinleyiciye benzer bir deneyim yasatabiliyor.

 

AC '97: PC ses kalitesinin Artisi

Stereo muzik setleri PC'lere gore daha iyi ses verme konusunda uzun suredir onde olsalar da Audio Codec '97 belirlemesi bu durumu degistirecek.

Bu bilesen belirlemesi iki yongadan olusan ve kabul edilebilir bir fiyata yuksek kalitede ses uretebilen bir donanim mimarisi tanimliyor. AC '97 tum Windows suruculerini ve veriyolu uzantilarini destekliyor ve ana kart uzerinde tumlesik olarak kullanilabilecegi gibi ayri bir kart seklinde de olabiliyor.

Gunumuzun ISA sistemlerinde tumlesik donanim ISA veriyolu uzerine yerlestiriliyor. Bu da orneksel ses devrelerinin sayisal veriyolu arabirimleri ve sayisal sentezleyici devreleriyle birlesmesi anlamina geliyor.

Sonuc ne yazik ki ses kalitesinde bozulmalara neden oluyor. AC '97 ise PCI, USB ve IEEE 1394 icin tasarlandi ve birisi orneksel digeri sayisal olan iki yongali yapisiyla ana orneksel ses bolumlerini diger sayisal bolumlerden ayiriyor.

AC '97 belirlemesi bir orneksel giris/cikis yongasi ve kontrolor yonganin sayisal arabiriminin uymasi gereken minimum standartlari tanimliyor. Orneksel yonga, gurultulu sayisal veriyolundan uzakta ses giris/cikislarinin yanina konacak sekilde tasarlanmis.

sayisal kontrolor/islemci yongasi; CPU, sistem veriyolu veya diger ana mantik yongalarinin yakinlarina yerlestirilebilir. Hem orneksel hem de sayisal kontrolor yongalari birbirlerine bir PC'deki ortalama elektriksel gurultuyu gecirmeyecek seri baglantilarla baglaniyor.

AC '97 birden cok orneksel girise, dort veya alti kanal cikisa, USB ve IEEE 1394 kapilarina, bir kulaklik jakina vb. sahip. Belirleme; sayisal ses verisinin, islenebilecegi ve ic veya dis hedeflere gonderilebilecegi sistem belleginde donguye sokulmasina olanak sagliyor. AC '97'nin esnek yapisi yonga ureticilerinin birbirleriyle uyumlu ama degisik islevler iceren yongalar uretmesini saglayacak. Temel bir set, bilgisayari basit bir orneksel giris/cikisa baglayabilirken, karmasik bir yonga seti ise giris/cikis ve donusume ek olarak, sayisal karistirma, filtreleme, sikistirma ve acma, reverb, equalize ve sentez efektleri uygulama gibi ozelliklere sahip olabilecek. Sonuc olarak PCI veriyolu performansi ve yuksek hedefleriyle AC '97, bilgisayarlari gercek anlamada kaliteli ses ureticileri haline getirmek icin onemli bir adim.

En son ses yongalari

En son ses teknolojileri yeni nesil ses/goruntu islemcilerinin ortaya cikmasina neden oldular. Bu islemcilerden pek cogu ya ayri bir ses karti olarak ya da anakartin ustunde tumlesik olarak tam bir "yonga uzerinde ses karti" olarak calisabiliyorlar. Bu ikinci olasilik ayni zamanda toplam sistem maliyetinin dusmesine de neden oluyor.

Pek cok sirket PC'ler icin 5-1 kanal ses cozumleri gelistirdiler. Chromatic Research Mpact medya yongasini kullanan Mpact 3DVD "mediaware"i tanitti. Bu kart hem 2D ve 3D grafikleri hem de DVD'yi destekliyor. Yazilim kontrollu bu tek yongali medya islemcisi DVD'yi yonetirken Dolby Digital formatindaki ses kaydini alti bagimsiz kanala kadar okuyabiliyor ve SRS surround sesi destekliyor. Mpact 3DVD mediaware, daha verimli bir isleme yontemi kullanarak tek saatli tek yongali mimarisiyle diger sistem etkinliklerinden bagimsiz olarak ses/goruntu senkronizasyonunu saglamak amacinda. Yonga ayrica MPEG-1 katman II ve MPEG-2 formatindaki ses kayitlarini da calabiliyor. Leadtek ve E4 simdiden bu yongasi kullanan cokluortam kartlarinin duyurularini yaptilar.

 

Cirrus Logic/Crystal Semiconductor CS6410 ise PCI ses islemcilerinin diger bir ornegi. Programlanabilir 100 MHz saat hizindaki 300 MIPS'lik DSP motoru 96'ya kadar sayisal ses akisini, 20'ye kadar 3D ses akisini, 64 sese kadar sentezlenmis sesi ve 5.1 kanal DVD ses formatinin okunmasini destekliyor. Uyumlu oldugu standartlar arasinda Microsoft DirectSound3D, Aureal 3D, efektli dalga tablosu sentezi, Dolby Digital (ya alti ayri kanal veya iki kanalli Dolby Virtual), MPEG-1 ve MPEG-2 katman I ve II ses formatlari bulunuyor. Yonga ayrica reverb ve chorus destekli tam General MIDI uyumluluguna ek olarak Microsoft DirectMusic ve yuklenebilir orneklere (downloadable samples - DSLs) de gelecek icin destek veriyor.

 

Son olarak, S3'un SonicVibes yongasi da normalde bir ses kartinda bulunan tum ses sentezleme ve donusum islevlerine ek olarak eski uygulamalarla uyumluluk icin DDMA destegi, SRS stereo genislemesi ve 3D surround simulasyonu gibi ozelliklere sahip PCI tabanli bir ses islemcisi. SonicVibes yonga seti ayrica Microsoft'un DirectSound ve DirectMusic API'larini da destekliyor.

 

Peki butun bunlar kullanicilar icin ne anlama geliyor?

Bu kadar çok teknoloji seçeneğiyle PC ses donanımları inanılmaz bir gelişme göstermekte. Hızlı dahili ve harici veri yolları üzerinde çalışan ve gerçek ve sanal hoparlörler üzerinde güçlü ses hızlandırıcılarından geçtikten sonra yeniden çalınan çoğu ses kaynağı, İnternet' teki gerçek zamanlı ses kayıtlarından DVD’ ye, çok etkileyici olacak gibi görünüyor.

Uygulama geliştiricileri bu teknolojiyi kesinlikle sınırlarına kadar zorlayacaklardır. Büyük bir olasılıkla, ses efektleri, 3D ses, sentezlenmiş müzik ve atmosferik CD kalitesinde parcaları ayni anda çalacak İnternet tabanlı çok kullanıcılı oyunlar göreceğiz. Is kullanıcıları içinse yeni işlem gücü ve daha iyi ses cıkışı video-konferans ve sesli e-posta gibi uygulamaları geliştirirken bir yandan da düşük fiyatlı anakart ve PCI cözümleri PC sistemlerinin fiyatlarını düşürecek.

Düşük kaliteli PC ses uretiminin sonu eski yeşil monokrom ekranlar, 5.25" disketler, papatya tekerleği (daisy wheel) yazıcılar gibi olacak ve evde bilgisayar kullanımı ile oyun oynamak arasındaki belirsiz alan zamanla tamamen kaybolacak.

 

TV KARTI

Tv kartları isminden de anlaşılacağı gibi bilgisayarda televizyon seyretmemize yararlar. Tv kartı takılı olan bir bilgisayar normal bir televizyondaki özelliklerin hemen hemen tümüne sahip olur. Örneğim teletex. Son çıkan Tv kartlarının hemen hepsinde bu özellik yer alıyor. Bu sayede Teletex yayını olan kanalların Teletex' ine ulaşılabiliyor. Tv kartları sayesinde 100$ civarında bir harcama yaparak bir televizyon sahibi olabiliyorsunuz.

Tv kartları ile, bilgisayarınızın ekranında TV ve video izleyebilir, resim ve görüntüleri bilgisayarınıza kaydedebilirsiniz. Bilgisayarınızla, kolay ve hızlı bir şekilde ses ve görüntü kliplerini birleştirebilir ve "edit" yani tekrar inceleyip üzerinde değişiklikler yapabilirsiniz. Dijital görüntüler sayesinde sunumlarınızı daha etkili hale getirebilirsiniz. İnternet ya da telefon hatlarıyla Tv kartına takılan bir kamera sayesinde yüz yüze iletişim sağlayabilirsiniz. Bunların dışında bazı Tv kartlarında bulunan CAPTURE yani türkçesiyle yakalama yolu ile ekrandaki herhengibir görüntüyü harddiske kopyalayabilirsiniz. Yani Tv kartını bir video gibi kullanabiliriz. Tv kartına bir video bağlayabilir ve videodaki görüntüleri harddiske kaydedebilirsiniz. Tv kartlarının özelliklerini kullanrak farklı şeyler yapmak mümkün.

Tv kartları ISA ve PCI slotlara uygun olarak üretilmektedirler. Son zamanlarda tamamiyle PCI yuvalara uygun olarak üretiliyorlar. Kısa bir zaman sonra ISA yuvalara göre üretilen TV kartları piyasadan kalkacak. Bir Tv kartı almak istersenizde bunu göz önünde bulundurmanızı tavsiye ederim. Tv kartlarında bulunan belli başlı girişler şunlardır.

75 ohm koaksiyel TV anten girişi

S-Video girişi

Komposite (RCA) video girişi

Uzaktan kumanda modülü girişi

Kamera girişi (CVBS)

75 ohm koaksiyel TV anten girişi : Buradan anten girişi yapılır. Bu sayede Tv kanallarının sinyalleri Tv kartına iletilmiş olur.

S-Video girişi : Bu giriş sayesinde ekrandaki görüntüleri videoya veya videodaki görüntüleri bilgisayar ortamında izlememize yarar. S video girişinden görütü sinyalleri daha kaliteli şekilde aktarılabilir. Bunun sebebi renk,kontras ve parlaklık bilgilerinin ayrı ayrı gönderilmesindir.

Komposite (RCA) video girişi : Bu giriş S video girişi gibi çalışır. Komposite girişin farkı ise görüntü işaterlerinin tekbir sinyal üzerinde taşınmış halidir.Yani S Video gibi renk,kontras ve parlaklık sinyalleri ayrı ayrı değil tekbir kablo üzerinden yapılır.

Uzaktan kumanda modülü girişi : Bu girişe uzaktan kumandanın infraled yani kumandanın alıcı gözü takılır. Bu sayade Tv kartınızı uzaktan kumanda yoluyla kontrol edebilirsiniz.

Kamera girişi (CVBS) : Bu girişe adındanda anlaşılacağı gibi kamera takılır. Kamerayla çekilen görüntüler bu giriş sayesinde bilgisayar ortamına aktarılır.

__________________

Paylaşmayı Biliyoruz!!

Çünki Megaturka'dayız

http://www.megaturka.com/

 

Forum Kuralları ve Kullanımı

Küresel Isınma Bilgilendirme Bloğu

             

Google Reklamları - Lütfen Sitemizi Desteklemek için Tıklayınız

 

Dilediğiniz formatda ve dilediğiniz videoyu zahmetsizce indirin..

VDownloader ; Youtube,Google Video,Metacafe ..vs video paylaşım sitelerinden AVI ve MPEG

formatında video indirebilmenize olanak sağlayan bir indirme yöneticisidir...Genelde diğer video indirme yöneticileri *.flv formatında video indirdiği için ,programla bu dertden kurtulacak ve daha kaliteli format da video indirebileceksiniz.. .Program özellikle birçok videoyu aynı anda indirebilme olanağı sunmaktadır..

 

 

 

Kullanım Şekli:

Kullanımı o kadar kolayki indireceğiniz videonun URL'sini ''Video URL'' bölümüne ekleyın ve Download tıklayın...

 

Video Formatını ayarlamak için; Options>>preferences>>''video setting'' yolunu izleyın ve MsMpeg4v2,XViD,MPEG4,WMV2 formatları arasından seçim yapın..

 

Desteklediği Siteler:

 

# Youtube

# Metacafe

# Google Video

# MySpace

# DailyMotion

# HideBehind

# Stage6 DivX

 

ve daha bir çok siteden video indirebilirsiniz..

 

Boyut:2.93 Mb

Version:0,4ftp siteleriAnkara Üniv. ftp arşivi

 

Bilkent Üniv. ftp arşivi

ODTÜ Üniv. ftp arşivi

Boğaziçi Üniv. ftp arşivi

Ege Üniv. ftp arşivi

Hacettepe Üniv. ftp arşivi     

Bugün 8 ziyaretçikişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol